ANKARA'DA AŞK YANARAK ÖZLETİR SEVGİLİYİ
Biliyorum ! yaralısın,
Ela gözlerinden Sessizliğin öfkesi dökülüyor. Ve sende şu an ; Bağrı bıçakla delinmiş Bir insanın yürek sancısı var. Gelincik tarlalarında emekleyip, İsyanına toprak isteyen Ağaçlara benziyor dalların, Damarlarında öfkeye döşenmiş kanın Derin dehlizler içinde ki Yolculuğu sıçrıyor Beyninin tam orta yerine, Gözlerinin çukurlarına yerleşmiş Yorgunluklarına sebep Sınırları kuşatılmış olmanın Ezikliği içindesin. Ve hala ruhunda köpük, köpük Dalga, dalga yaşadığın aşk’ın Çimentosuna bağlı Bir sadakat yemini var. Ankara’da aşk yanarak Özletir sevgiliyi, Soğuk nabzında, acıyı demlersin Üşüdüğün zaman. Gecenin boşluğuna Bir çift göz eklersin, Özlemini yudumlamak için Ve cehennemdir düşünmekn Özlediğine senin için Var diyebilmektir yokluğunda. Yarım ağızlı bir yürek yangınında, Hasreti dudsklarında külleyip, Yıldızlara dokunan, Ey ! Masum kadın. Sen, senin için Düşlerinde bir dünya yaratacak İnsan mı arıyorsun ? O zaman dinle ! Sevgiye susamış olmanın özgürlüğünde, Kendine yeni bir yol bul Umuduna her dakika yapışıp, Kimbilir ; belki birgün O özlediğin o güzel sesli adam Kulaklarında yeniden Çınlatır sesini. Ankara’ da aşk yanarak Özletir sevgiliyi. |