KIŞ MASAL AŞK YAŞAMhüzzam zamanı günün kısalan ömrüyle başlar mevsim uzun siyahlar çöker kente ve şair mektupları bir bir düşmeye başlar hüznün yağmurlu gözlerinden boyası dökülmüş taş evlerin rüzgarında ağlamalar duyulur önce parkeden kırık kaldırımlar ıslak adımları başlar ezberlemeye penceresi çarpan terk edilmiş virane hatıralar uğuldar ve seremoni başlar üstünü siyahlarla örterken akşam değişken ruh hallerinde asılır iplere aşklar iki kişinin gizlendiği kayıklar açılır alabora hayallere karmaşık desenler utangaç öpücükler koyar sevgilinin dudaklarına ve saçları dağınık kadın cüsseli sevdanın omzunda uyur huzura kentin sessizliği çökerken çocukluk hatıralara en umulmadık yaralar açılır diplere çekilmiş gemiden anılarda yalansız paylaşılan o umutların çığlıkları konar tenefüs arası koşulan bahçelerin yuvalarına ve en tazesinden yenen ders sonu sevinci taşar mevsim ağır gelmez bu kentin caddelerine hafif rüzgarlarla ayrıntısız damlalar bırakır asfaltlara camekan içi buğularında gizli resimler çizilir çoğu kez ve geçip gidenlerin aldırış etmediği bir kayboluştur aslında denizin dalgalarla kayalıkları okşamasına saplanır kent ince ince başlar takıntılı alkol dirilmesi balıkçıların rakı yanı küçük şarkıları serpilir tahta taburelere ve masaların üstüne saçılmış küller tanıktır sakallardan düşen sevgililere yitirilmiş ne varsa meczup hatıralar adına hepsi unutulmak için saklanır tavan aralarına ihtiyar suskunluklar başı önünde içer ilaçtan son vakitleri üzerilerine çekerek kaybedilmiş yılları zoraki gözlerinden uzatarak bir çift damlayı kırışık yanaklara usulca bastırırlar geçmişin gencecik seslerini kış yalnızlığıyla yağmur ve sulu kar arasında acıtır bu kenti avutulmuş sevdalar sevgilinin resminde uykuya dalar anne yüreği tutuk bir ninniyle seslenir yarı baygın bebeğin yüzüne bir bardak demli çayın sıcağında dinlenir babanın soğumuş elleri ve yılgın yaşamlar türlü umutlar kapatır dışarıda kalan mevsime ardından uyur kent uyanır gece başlar masalın tıngır mıngır sesi bir kış yolculuğunda şiir üşüyordu pencere pervası dibinde... |
tenefüs arası koşulan bahçelerin yuvalarına
ve en tazesinden yenen ders sonu sevinci taşar
mevsim ağır gelmez bu kentin caddelerine
hafif rüzgarlarla ayrıntısız damlalar bırakır asfaltlara
camekan içi buğularında gizli resimler çizilir çoğu kez
ve geçip gidenlerin aldırış etmediği bir kayboluştur aslında
anne yüreği tutuk bir ninniyle seslenir yarı baygın bebeğin yüzüne
bir bardak demli çayın sıcağında dinlenir babanın soğumuş elleri
ve yılgın yaşamlar türlü umutlar kapatır dışarıda kalan mevsime
ardından uyur kent uyanır gece başlar masalın tıngır mıngır sesi
.....
her dizesi birbirinden değerli ve sıcak.. üstelik bir de hasan ustanın yüreği dokununca, şiir ne de güzel bahar açmış kendi deminde.
öyle gerçekki bu masal, uyumak ve hiç uyanmamak istedim.
yürekten kutluyorum can'lar, selam olsun şiir sevginize...