RESİMDEKİ SON VEDAŞiirin hikayesini görmek için tıklayın sayfadaki resim çalışmasına göre yazılmıştır.resim için alize akkır arkadaşıma teşekkürlerimle... nereye...!( sesimi bağışla tanrı söyleyemediğim kelimelerle boğuluyorum olduğum yerin lal duvarına çarpıp düşüyor suskunluğum birazdan değişecek zaman ve bin yıllık sessizlik başlayacak nasıl tutunuyorsun havanın boşluğuna beyazlara bürünen ruhun aklımın yarısı beni meczup gerinin adamı yapıyorsun nasıl geldim buraya toprağın sıcak karnına koyulan kim bunca göçen yalan içinde arayamam seni dur ve birşey söyle dizlerimin üzerinde uzattığım elime batıyor rüzgar anlayamadığım kadar yalnız bilmediğim kadar tuhaf duruyor resim giden senmisin yoksa benmi kayboluyorum şimdi alışamam ki sensiz akan hayata bu nasıl bir gidiş nasıl bir vakit duruyorsun gidipde dönmemiş çocukluğum gibi bir daha olmayacak bir daha konuşmayacaksın suretini koyarak baş ucuma ardında eziliyor düşlerimiz bak git gide siliniyor bedenim kalmıyor son bir kavuşma nereye bile diyemeden başımın üstünde tutunuyorsun gökyüzünün eline birazdan küçülerek gideceksin ve ardında doğacak sensizliğim artık kent ince ince ağlayacak sokakların aralarına karışan gürültüler bir uğultu kazarak yalnızlığıma fotoğraflardaki seni bana anlatacak gitme diyorsam şu en çaresiz anımda ki biliyorum o geldiğinde gitmelerin mecburiyetini ama kabullenmiyorum inadına belki acır diyorum Azrail son bir kavuşmayı müjdeler tamam en ağır dirayetsiz yanımla kavrıyorum gidişini anladım bitiyorum bitiyorsun bitiyoruz o zaman al benide al düşlerimizin en yalın halini bırakılıp gitmeme asıyorsun kokunu dağınık yatağın soluna saçıyorsun boşluğu duvarları kanatacak berduş gecelere sürüyorsun beni al bizi yanına bir anlamı kalmıyor sensiz yitirilmiş hayatın en tutarsız gözleriyle bakıyorum sana tut elimi al giderken sakla yüreğinin ikliminde beni nasıl olsa bende fazla durmam sevgili şimdi git günün sayacını kırıp ömrümün parmaklarını koparınca gülümseyerek bende gelirim zamana gömülen en sancılı veda... |