zaman ve ölüm
üç metrelik yalnızlığa sarılır tenler
bir bir ilikler düğmelerini ölüm kefene hani ölümüne sevdalar nerede yokluğun saatleri fısıldarken ölümü zamanı gömdüm sensiz iklimlerin loş döşüne korkular sardı sensizliğin gölgelediği saatlerde hani hep yanı başımda olacaktın ya bak yokluğuna gömdün sahi neredesin zamanın bir eli kürek diğer eli kazma gün gelir saatler susar ve sessizliği fısıldar ve ömür gömülür zamanın sandukasına karanlık örtüsünü çeker ve perde iner sonsuzluğa ertelenmiş düşler hep yarım kalır ölümün sandukasına doldururuz hayallerimizi ve yokluğun girdabına düşeriz tepe takla zaman bir elinde kürek bir elinde kazma karşılar bizi mahmudiye düzkaya |