olmayışlar
ayaklarında gelinen yerlerin yorgun hisleri ile
birazdan gelir mahallenin ufak deli kanlısı başlığı atılan manşetler dudağında kısa bir bülten yapar,hayalleri uğrunda soluğunda çatallaşan sesine ait o hayatı tatma isteği ise kimbilir kaçıncı sokağın, mutluluk diye verilmiş adı olacak dipsiz bir altın madeniymişçesine kazdıkça olmayışlara varılışın iç yakan ve hasret baktıran acıklı türküsünü ise elbette söyleyecek ancak bir ihtimaldir doğan gün o yüzden devam ede dursun adımlanacak sokaklar ne de olsa gelmesi beklenen hayaller gidilmesi gereken yerlerde tıp kı simitçi tezgahında ki simit’in sabah çayını demlemiş ocaklarda o sıcak yudum için pencere başında beklettiği insanları gibi kimi uzun kimi kısa kalan hasretler için sabahtır, bekleyişin ilk faslı lakin başlayışından çok bitişi mühimdir içsel bir yolculuğun coğrafyasına çıkıp mutluluk adı verilen diyarın matematiksel hesabı olmayışından mıdır? bilinmez ama olmayışlar hep vardır karmaşıklaşıp içinden çıkılamayan yapboz gibi hangi parçası neye birleşse doğru ya da yalnış yaşanarak tüketilen kaç zaman daha olmalıdır ki manşetlerin teki mutluluk adı altında bir bitişi ilk sayfanın o göz alıcılığına büyük puntolarla yazsın lakin neyin ne olacağı hep bu sonlara meçhul belki öylede kalacak sevgili ama kalemim bu yolda gidecek senden vazgeçme ihtimalini soracak olursanda biraz daha şair kalabilmek adına gittiğim sonu meçhul yolda ya benle gelecek ya da sen gibi meçhul olup bitecek |