GÖLDE MUTLANAN SEVDA
GÖLDE MUTLANAN SEVDA
Mazideki günler ki; göl yüzüydü sevdamız Akislerden yansıyan, mutlu, mahcup gülüşler Titreşimle dans eden aşka tutsak gövdemiz; Ah küresel ısınma; gazele döndü düşler! Bir tutkuydu esrikçe, o göle hazla akmak Gül bezeli sularda, umuda sevda yakmak Hasrete mi büyüdük, saldı hicran dal budak! Dudaklarda yakınma; yarım kaldı gülüşler. Nakşederek çizdik hep; bir ev ki, iki katlı Çocuk çığlıklarıyla; yuvamız şatafatlı Çok hayaller düşledik, Gülşen adlı, kanatlı; Şu gurup vakti, yanma; yitip battı güneşler! Kente özenti duyduk, göçüp köyü terk ettik Değişimin peşinden, umarsız akıp gittik Değerlerin toprakta olduğunu unuttuk O saf yalın kalkınma, her dem gönülde kışlar. Anar dururuz şimdi, o gül pembe devranı; Göl yaşamdı, çığlıktı; perçinlerdi dört yanı Döngüydü bize, muttu, eskitmeden zamanı Nafile hiç dövünme; mazidir yaşanışlar. Bilmem hala var mı ki; köydeki o çiçekler Yanık aşk türküleri, sevişen kelebekler O çeşme, kuruyan göl, yaşama dair renkler Kente sakın imrenme; bir başka yürür işler. Coşkusuydu yaşamın; o efsanevi sevda Gençlik rüzgârlarıyla, o fırtınalı dünya O ne aşk, ne yangındı; dünümüzden bugüne! Anılara yüklenme; hemen belirir yaşlar. Sil baştan devran dönse; kavuşur mu göl suya? İki beden bir gölge, sevdayı duya duya, Sevişir mi yeniden bıkmadan doyasıya! Her yaşam bir öykünme, insanlık aşkla başlar. Gülşen Şenderin |