SUSKUN BİR AĞIT
Buruşuk kent gülleri açar
Ayaza çalan karanlıklarda Akordu bozulan bir kemanın tellerinde İnleyen ağzı bozuk öfkem Müphem çalgılar eşliğinde Küskün bir şarkıya gebedir içimin çukurlarında Suskun ağızlarda söylenir Kayıp akşam vakitleri sarhoşluğunda Cömertçe terk ettiğim kadın Cimrice öper hayalimi Gece midir saçlarında bıraktığım ezgi Külünü düşürür anılara Kelime seçer ayrılık Sıradanlıktan hoşlanmaz Kurşun kadar ağırdır Acı sarrafıdır Beyhude bir salıncaktır zaman. Kırılan aynalarda Ölüm şarkısını öğrettiğim kuşlar, Özgürlüğe kanat çırpar geniş ufuklarda Mavi hiç bu kadar hür olmamıştı, Gökyüzünün tuvalinde Yeşil dağlarına uzanırım gözlerinde Olabildiğince soluksuz kalırım. Tutunurken uçurumun kenarına Düşerim durmadan kalbinin kayalarından Dokunur yalnızlığıma Sensizliğin girdabında boğulurken susuz kalmak Beni vururken habersiz gidişin Dudağımda asılı kalır sana diyeceklerim Suskun bir ağıta dönüşür dilimde hıçkırık Yürek yanardağımda püskürür yokluğun Gözlerimde yağmur damlası olur İmkânsız gelişin 15 Ocak 2008 Hüseyin Özbay |
Dudağımda asılı kalır sana diyeceklerim
Suskun bir ağıta dönüşür dilimde hıçkırık
Yürek yanardağımda püskürür yokluğun
Gözlerimde yağmur damlası olur
İmkânsız gelişin
Güzel şiirinizi yürekten kutluyorum. Saygılarımla.