İZAFİ ŞİİRLERSen bir ömürdün kum tuzlu su döktüm yarama sırf senin adının (a) harfiyle bitsin diye geceler korteksimin hafızası yanarken alnımda karanliğın düşü düştü ama ölmedim uzun gölgeler geçti sokağın ucunda ateşin sesine şiirler yaktım sonra aklımı yedirdim kedilere orada sen bir su içimi kalbi mord gül ve beyaz ayaz adımı anımsa diye kırk iki cümle bir Thera ve ruhundan sökülmüş cam ayna dur bakma kanın hafızası yüzümde parçalanmış kış masalı Haydi bana ordan selam gönder muskama kum dolsun akşamları ben pencerene 12 kuş salayım sen yine gülümse ay vakti küçük bir çocuğu öp benim yerime ama sakla adımı uyurken unutma her cümle eski bir dokunuştur izafi ölümlere o yüzdendir saçların uzar ben seni özlerken... Akrostiş bir intihardır şimdi seni anımsamak Hiç bir masla sığmaz yüzünün hafızası ki orada dünya döngüsü bir çöl kadar naif ve cehennem kadar kutsal avuçlarındaki çizgiler Beni sorma yedi kez yıkandım külle buz kesti şafaklarda uykuma sıçrayan örümceklerle her sabah uyanan Hani ayak seslerinden giden o nefti masal kimsesiz uyak her tümceye iki yarım bölünmüş amip her ölümlüye ömrümde en güzel günahın kırmızı mor eflatun titreyen mum zenci bir rahibenin göz yaşları kadar masum Adın Elif olsaydı soy kırım taşına yazılırdım her gün döngüsünde orada ağzının kıyısı tanrıca yontusu Sen geçerdin mutlak bir gökyüzü sesinde okunmuştur turap sana yazılmıştır mutlak her şiir mutlak ben olurdum bileklerinde her intihar sonrası... Unutma beni sen öldüreceksin üçe kadar sayıp bir akşam üstü ve mutlak şubat/ günlerden salı Korkma helaldir hakkım gözlerine ... CC_ |
sapasağlam severler ve öyle de giderler derdi..
hissetmeyi ancak sol tarafında kalp taşıyan bilirmiş,ağlamayı da öyle...
teşekkürler üstat...tercüman oldun...