NE BİLSİNNE BİLSİN Yolu sevgiden geçmeyen Aşk iksirinden içmeyen Sevdaya değer biçmeyen Gülüp geçen kul ne bilsin. Gönül gözüyle görmeyen Aşkın sırrına ermeyen Polen derip bal vermeyen Kırılmayan dal ne bilsin. Hasret yükünü çekmeyen Uzağı yakın etmeyen Hiç vermeden hep bekleyen Yorulmayan kol ne bilsin. Her ayrılık göz yaşıyla Yıkar yüzü, el, ne bilsin Ferhat deler dağı taşı Şirin akar sel ne bilsin. Uçan kuştan selam bekler Ayları yıllara ekler Sevgili kokar çiçekler Serin esen yel ne bilsin. Bülbülün kanadı kırık Sesinde inler hıçkırık Ölüme eştir ayrılık Yedi veren gül ne bilsin. Böyle emreylemiş Hüda Düşer yaprak çürür suda Ömrü deliksiz uykuda Geçip giden zül ne bilsin Ömür biter derdi bitmez Yanar yürek baca tütmez Anlatmaya şiir yetmez Lal kesilen dil ne bilsin . Melahat Çetinkaya |