Çekiç
Yapıştın koluma ve fısıldadın: ”Beni kandırma!”
Ne olacaksa bir iki cevap sonrasında? Kim bilir kimleri bırakıp geldin sen, soğuk uzaklara? Raporunu okudumda, memleketin Polonya Tercüman nerede kaldı, nerede kaldı tercüman?! Gökleri deldiğin binalarda, sen değilsin süren sefa. İnşa ettiğin özel hastanede değilsin, yoğun bakımda. Benimlesin! İşçiyiz kalabildiğimizce ve direniyoruz al işte! Sana vermişler çekici ”Binalar dik bize!” Bana ilacı, ”İyileştirde bir daha yapsın!” diye. Çekici satan kazanıyor, ilacı yapansa dünyanın üç büyük endüstrisinden biri. Ölüm orada köşeyi dönünce kamyonların altında, H tipi pimli iskeleler üstünde veya, kule vinçinden düşen beton altında, biraz da yorgunluk varsa, edersin ömrüne veda, atılır bir haber ta Polonya’ya. Kimin umurundasın sen? Yaptıranların mı, asla! Yalnız bu sefer benimlesin, ölmedin! Nasıl verilir kötü haber iyice? Tek bacağın koptu, yok deyince, nereye kaçabilirsin sence? Biliyor musun aşık oldum az önce. Buraya geldiğinde ölmüştün. Durmuştu kalbin. Doktor, üniformasının bembeyazlığıyla atıldı üzerine. Makas dedi verdim. Bıçak dedi verdim. Bir de testereyi. Trombosit üniteleri ve rotem testleri... Sonra... aşık oldum o cesarete. Doktor testereyle göğsünü kesti. Kalbin durmuştu tabii. Kan yoktu içinde, bitmişti... Kalbini lateks eldivenli ellerine aldı, ve sıktı, masaj yaptı. Pes etmedi duyana kadar ritmik atışlarını. Herkes dona kaldı. O’ysa dört bir yana emir saldı. İşte bu... Krakow’da saçmasapan bir futbol maçında, öğrendiğim çok pis küfürleri saydım sesli sesli. Ve öyle bir güldün ki.. o bana yetti. |
Ne olacaksa bir iki cevap sonrasında?
Kim bilir kimleri bırakıp geldin sen, soğuk uzaklara?
Raporunu okudumda, memleketin Polonya
Tercüman nerede kaldı,
nerede kaldı tercüman?!
Gökleri deldiğin binalarda,
sen değilsin süren sefa.
İnşa ettiğin özel hastanede değilsin,
yoğun bakımda.
Haz aldım çok güzeldi kutlarım.
ÇEKİÇ
Bir çok kez elime vurdun,
Mutluluk yuvamı kurdun,
An oldu ki beni yordun,
Ağaç saplı kara çekiç.
Seni pazarlardan aldım,
Çivilere düşman oldun,
Ses çıkartıp güm güm vurdun,
Ağaç saplı kara çekiç.
Ne çekti senden tahtalar,
Ritmin davul gibi çalar,
Sular değince pas tutar,
Ağaç saplı kara çekiç.
14.02.2014
AHMET ACAR / SİVAS