Gece suslarıŞiirin hikayesini görmek için tıklayın “Beyaz yaşmaklı kadınlar eziyor/
Zeytin karası gözlerini maziye…” Sus davası; Bir bedel kanla yunmaz Azıcık zahmetlidir ölüm Nasıl/ki gevelenir dilimler Kösnük midelerde O mideler/ki geniş Kam arazisi/ Sevgi sözüm sana Karanlık gözüm sen Söyle bitsin iç sancıları Yaralı ömrüm mabedi Aşk dolum tesisi gibi Kadınlar! Arap kısrakların yelinde Al turası bakışları Ve kalın sesleriyle Küçük cüsseleri altında Aya parlar kadınlar Gün kızıllığında… Aynadır paslı hançerleri Dilleri düşmana ketum Sevdaya küldür/ Omuz atkılarına gizli Seyir defterleri/ Sancıya resim çizebilirsin Azıcık kızılcık alı Biraz karamuk dalı Yüzleri yerle yeksan Su alırsa kanaviçe gemileri Bal işlerler nasırlı elle Yürekleri foradır Bilekleri vira Yiğitlik biterse sözlerinde Bir oğul saçarsa acıyı tenlerine Al umutlu yaşmaklar çöle döner Karaya bağlanır dilek taşları/ Gün eğirirler; Töre dağlarına Hissizliğe/ Dinsizliğe Densizliğe Kadın yazgısı Yurdumun tellerine dokunan Kılınmasın kaderi/ Beyaz yaşmaklarda Kına tasında açsın Gül benizleri… |
ne acıdır ki kimse dur diyemiyor...