O KENTİN YAĞMURUYLA BEKLEdüşer birazdan çıplak yağmur kent usul usul susarak alır içeriye kalabalığını koynu boşalan sokaklar yavaştan ağır bir uykuya dalar sonra ben gelirim şair sandığın zavallı şiirlerin gezgini ... pencere buğulu mektuplar gönderdiğim o uzak argolu şehrin kaçak yalnızlığı cebimde ağır çekim adımlayarak kaldırımların göğsünü geliyorum paltomun içine saklanacağın vakte ve zemheri zaman hızla akıyor gökten yere saçlarımdan süzülerek boynuma dokunuyor şehrinin yağmuru kimselerin olmadığı yolların tekilin de gülümseyerek dudaklarımdan içiyorum damlalarını ağır bir adamım kokuna gözlerimi yumacağım ana özlemle acıyorum ... yüzümün ilerisi yüreğimin düşlerinde saklı kadın bitmeyen aklımın asabiyeti bir bir uyanıyor edepsizce şarkı söylesem susturuyor beni içimin titremesi hiç tanımadığım teni koca bir gemi sırtımın tam orta yerinden geçiyor ıslandıkça zatürreye yakın ruhum getirdiği utangaç aşkı koyuveriyor tamda yaklaştığım anda kapıya elimde parmaklarıma dikenleriyle geçen gül ve korkuluktan beter kıpırtısız soluğum içeriden gelen müzik sesi yabancı değil sanki yığılıp kalacak gibi bedenim kaçıp gidecek aklım ve çırılçıplak kalacak ruhum .... yavaşça acıtıyorum kapıyı sıradan tüm hayatımın avlusunda biriktirerek özlemi ardından çıkan hüzün ve dağınık şarap düşüyor gözlerime ve bir anda paltomun yaz gecesine sığınıyor unutkanlıklar sıralı zamana dolu bir merhabayla kavuşmanın cümle cümle sevdası tutuyor kenti artık gerisi aşk içi benzetmeler vakti ve ruhlar tutuşuyor hiçbir hükme değmeden kapanıyor kapı ..... yüzyıldır beklemiş gibiyim seni |
yüzyıldır beklemiş gibiyim seni
Usta kalemi okumanın hazzı ile
Alkışlıyorum, kalemin susmasın
_____________________________Selam