KAYIPacı... hafif soğuk bırakmışsınız hayatı kapatın ülkemin penceresini üşümesin bizim gibi çocuklar ... acıktın mı anne zayıflamışsın ben kayıp edileli takvim yapraklarında arıyormuş gözlerin beni acıktın mı anne iste tandırlardan acıtayım lokmayı sana bilirim ki oradaki de ana doyurur seni dilinde kurak duruyor çığlığın söyle anne söyle Toros karı avucumda getirim mi telaş etme sen düşünme beni bir eski gömükte saklanıyorum say ağrımasın yüreğin gözlerinde beslenmesin yağmur ... benden sonra ki çocukların nasıl ırgat mehmet Yüksel Recep çarşıda elini öpen çırak Yusuf karşılıksız duvarını ören işçi Selim ve Necmi abi birde fabrikada direnç çiçeği Arzu ... üşüyormusun anne havalar soğudu çatlamış ellerini sakla ayazdan romatizmaların almasın yine canını canından tarhana çorbasına yoldaş yap düşlerimi ısıt yüreğimin ülkesinde seni beni bizi sevdiğim anne sevdiğim nasıl özlüyor mu gecekondu sokaklarında söylediğimiz türküleri aklına geliyor mu grev çadırında çektiğimiz halay sonra boyacı bir çocuk vardı eskicinin oğlu o nasıl gözlerindeki gülümseme duruyor mu cebinde sakladığı resim vardı hatırlıyorum ablasıydı hani fabrikada dişlilere kapılmıştı ne zaman özlese küçük yüreği çıkarıp bakardı iki damla sonbahar ile ve kazağının koluyla silip gözlerini düşerdi caddelerin zalim gürültülerine ... saçlarımı okşamayı çok seversin bilirim vatanımın dört tarafından topladığım rüzgarlarla taralı saçlarım kokla anne kokla bin çiçek bin ağaç bin ozan getirdim rüyana eski bir anıyla düşeceğim soluna açık etme sakın yoksa düşlerdeki beni de çalar kaybederler bakarsın ağıtların bir mektup zarfında ulaşıyor bana anne içimde büyüyen yalnızlığa inat çoğalıyorum o an çay toplayan kadınlar akıyor dağlardan tarlalarda sırtında bebek canlar sızlıyor aklımda madene ömür emanet etmişler geçiyor deniz üstü bulutlardan ve ateş böceklerinden kurulu bir dünya doğuyor evrenin iki bacak arasından ... sana türkülerimin arasında kitaplarımı dışarıda yaşamaya çalışan hürriyeti aşkı sokaklarda büyümeden önce ölen çocukları yıldızları bulutları doğayı fabrika bahçesindeki çardağı gül güzlü anneleri yorgun babaları yasaklı aşıkları kentleri duvarları ve sana uğrunda yaşama hakkımızdan vazgeçtiğimiz vatanımı bırakıyorum kendine yüreğine ve tüm güzelliklere iyi bak ..... kayıp |
Bu şiir her yönüyle harika bir şiirdi sanırım seçki kurulu görmemiş.