Gözlerimin ucundanbillur ayaklı, kristal kulelerde hapsolan dünlerin üzerinden geçen zaman bakıyordu son notadan ve durdu o an! sonra işledi anılar en içli haliyle yüreğime ... -bir martının çığlığında yırtıldı mektubun son sayfası... kelimelerin üzerine basamayan ayaklarla kalakaldım yolun tam ortasında ... enkazı yutan yıkıntılar sonra da o enkaza sığmayan kederler yolların kaderine ortak düşler başını kaldırmalıydın! kaldırmalıydın bakışlarını gözlerimin ta içine bakmalıydın vurulmalıydım ayaklarının tam ucunda gülüşlerimden kaçıyor, tebessümlerimden atlıyorsun ve bu paragrafta yokum! veya boşaltmışsın çoktan satır aralarını. her sözcüğe kapalıydı zihnin. geçmişimizdi bu boşaltılmışlığın içini doldurmaya çalışan sanrılı bir kucaklayıştı kendimde gördüğüm alçalıyor heceler tıpkı bir basamağın düz ayağa dönüşen merdivenleri gibi alçalıyorlar ve ben sürüyordum dört nala geçmişin üzerinden geleceğe, gecikmişliğimi. dağılmış bir başıbozukluk kalemin yazdığı senin okumadığın dudağımdan firar etmiş kaçmaya çalışan sayamadığım kadar çok cümle yakarışları bağışladım çoktan. Onlar kendilerini akladılar dokunaklı melodramın içinden çıkmaya çalışan kulağımdaki müziğin notaları gittiğin yerde asılı kaldı. ıssız mabedin duvarlarında kaybolurken solgun ışıklar eski taş plaktan dökülen şarkıda soluyor gölgen dökülüyorsun gözlerimin ucundan uzaklara... BenSenO’ya sonsuz teşekkürlerimle... maide özgüç |
sanrılı bir kucaklayıştı kendimde gördüğüm
alçalıyor heceler
tıpkı bir basamağın düz ayağa dönüşen merdivenleri gibi
alçalıyorlar
ve ben sürüyordum
Bazı şiirler mısra mısra büyür
açılsa şu dizeler ne şiirler daha çıkar kimbilir
sevgili şairem yorumla birlikte nefis bir şiir ziyafeti sundun bize
kutladım güzel yüreğini
dostça hep