Dediğini yaparmış derler insanın eri Ölüm olsa önünde dönmezmiş asla geri Yemin ettin vazgeçtin rezil ettin her yeri Meydanda savurduğun sözüne lanet olsun!
Gözümüzü almıştı şimşek gibi çakışın İnanmıştık tavrına merdanece bakışın Seneler geldi geçti peşimizde hep kışın Baharına güzüne yazına lanet olsun!
Kabul mü etmeliyiz desek miydik hep evet Yokluğa yoksulluğa etmedin mi sen davet Hani gücün nerede kalmadı mı hiç kuvvet Mecali kalmadıysa dizine lanet olsun!
Arkandan sürümüştün milyonlarca insanı Unutturmak istedin dökülen onca kanı Vermeye de razıydık yolunda kalan canı Giydiğimiz kefenin bezine lanet olsun!
Canımıza yetti be attığınız iftira Üstümüzü kirletti çaldığınız her kara Çare var mı dersiniz onulmaz artık yara Şifa diye serptiğin tozuna lanet olsun!
Yolsuzluk gemisinde dalgalanıp coştunuz Nerde menfaat varsa ardı sıra koştunuz Kasanızı doldurup nice engel aştınız Tepesine dağına düzüne lanet olsun!
Peşinden gitmedin mi görülsün diye işin Unutulur mu sandın el öperdi geçmişin Haşhaşi dersin ama keser mi senin dişin Çenendeki kemiğin özüne lanet olsun!
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
LANET OLSUN şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
LANET OLSUN şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
işin açığı ablam. lise 3 veya 4'te türbanlı veya başörtülü matametik öğretmenim sınıfa ilk defa türbansız başörtüsüz gelince ve gözünden iki damla yaş düşüp, yapacak bir şey yok çocuklar, biz dersimize devam edelim mealinden birşey deyip derse geçti, sonra da peruk takmaya başladı, sonradan da galiba tayin istedi veya istifa etti kayboldu. bunu bir öğretmene reva görenler 28 şubatcılardı...
siz bende daha iyi bilirsiniz belki cumhuriyet tarihinde 10 yıllık bir türkçe ezan fazlı vardır. bu türban yasağı faslı da buna benziyor demiştim bir zaman düzelir. düzeldi.
şimdi gerçek siyaset zamanı. insanlara karışmadan. kuranı sadece duvarda kılıfında duran bir kitap görmeden...
bu iki dini ve kültürel olay chp yi dinsiz, bireye ve toplumun bir kesimine karşı acımasızca geldi ve antipati oluşturdu. ki doğruydu bence toplumun chp yi bu şekilde görmesi...
ve bu eksende chp hep muhalefette kaldı. ki bu gidişe de muhalefette kalacağı yine açık. demokrat parti ezdi geçti, anap ezdi geçti, akp ezdi geçti kendini ilerici, modern göstermeye çalışan chp yi... modernlik ya da medeniyet akif'in ifade ettiği gibi ilim de fendeydi, batının kültüründe değil. rujunda bıoyasında, permasında, mini eteğinde vb değildi... lakin millete dayatılan öncelikle görsellikti...ve ters tepti...
seçim önceleri çarşaf açılımlarını bu millet yemedi. çünkü chp nin yörüngesi hep bencildi, hep tepeden inmeciydi...
insanımız sırf bu yüzden chp nin söylemlere meyledemedi. çünkü korkuyordu.çünkü chp devletçiydi.
isimlerinin başlarında prof, doç dr vs olan siyaset ve sosyal bilimlerdeki insanların basiretsizliği daha doğrusu danışmanlık yapamamaları fikirlere veya parti başkanlarına toplumumuzu bir slagon ve tribün taraftarlığına dönüştürdü.
akp de kendi kendini chp'leştirmeye başladı. devletleştirmeye başladı
süleyman efendi cemaati gibi hizmet hareketini de bölerim, yönetirim dedi lakin söylemleri cemaatleri, kendini muhafazakar olarak tanıtan, ayrıştırıcı değil, kucaklayıcı olarak haykıran akp'ye karşı gardlarını almaya sevk etti.
şimdi cemaat içinde ve muhafazakar toplum içinde aşağı git paralel, yukarı bak haşhaşi esprileri gırla gidiyor.
eğer bir parti liderinin söylemleri tiye, dalgaya alınmaya başladıysa o partinin sonu erimektir.
fakat muhafazakar tabanın meyledeceği başka bir seçenek de yok meydanda.
olayların yansıması şöyle
büyükler ata anneler.... ekseri evlatlarına hakkını helal etmemekle tehdit ediyor..
evletlar da ata ve annelere ekseri bir çok yoldan ayet hadis, islam tarihi vb yerlerden olayları açıklamaya anlatmaya çalışıyor.
muhafazakar aile büyükleri akpyi kurtarıcı mesih olarak görüyor ve bu yüzden destekliyor.
gençler ise akpnin doğrularından çok yanlışlarının da olduğunun farkında...
geöenlerde hoca efendi bir röpartaj verdi...uzuncaydı...
beni güldüren ve güldürürken akpye balyoz gibi inen ifadeler ise:)
kısaca aklımda kaldığınca
savcılar polisler rüşvetin yolsuzluğun ve adam kayırmanın suç olmaktan çıktığını bilmedikleri için yanlış işler yapmışlar. bunları soruşturmya çalışmışlar. eğer bu kötü fiilerin suç olmaktan çıktığını bilselerdi yapmazlardı gibi bir ifadeydi...
bu kısa ifade bile haşhaşin, paralel devlet argümanlarını siler süpürür.
efkan ala ise iki defa meydana çıktı. en net ifadeyle batırdı. bir: bankasya operasyonda önce piyasadan dolar aldı dedi elimde belgelerim var dedi. merkez bankası yalanladı. efkan ala da belge sunamadı iki: erzurum konuşması ise tam bir fiyaskoydu. yanlış anlaşıldım dedi...
akp'nin yapacağı tek şey kaldı. ergenekon ve uzantısı davalardan hüküm giyenleri salacak dışarıya, cemaatin üzerine aradan sıyrılmaya çalışacak.
bu seferde şu sorun çıkacak ortaya. adalete güven. ki adalete güvenin yok olduğu bir yerde tozdan dumandan geçilmez.
muhafazakar kesim kendi gözünden, solcu-ulusalcı kesim de kendi gözünden adalete ve mahkemelere bakmaya çalışacak...
ki bu iki bakış da siyah ve beyaz gibi apayrı olacağı malum.
çık çıkabilirsen işin içinden...
akp medyası hanefi avcı ve türevlerine yer vermeye başlayacak ki başladı şimdiden. hele hele başbakanın diyanetin organizasyonun da islam alimleri önünde söylediği "alim müsveddesi" sözü ise orada bulunan herkesin kalbine hançer gibi saplandı diye düşünüyorum. ister bir kişiyi, ister belli bir kişiyi kastetmeye çalışsın, toplumun alim gözüyle baktıklarının önünde bir başbakan bu ifadeyi kullanabiliyorsa....vay ilim adamlarının haline...
bu ülkenin gidişatı hiç iyi değil. belki önümüzde seçimler var diye bu gürültü ama...bu gerilimin artçıları kolay kolay kaybolmaz...
ufukta bir chp-mhp kolasiyonu görülürse hiç şaşırmam da o zamanda yine eski düzen...insanların liyakatına bakılmadan bendensin-ondansın gibi ayrıştırmalarla fişlenmesi...o bakanlık solcu, bu bakanlık sağçı... ve unlar da durmadan birbirine çelme takar doğal olarak...
bu esnada bdp güçlenecek... demirtaş hem akpye hem cemaat çok güzel çakıyor... diyor ki: ikisinin dediği de doğru yalan söylemiyorlar... biri paralel, biri rüşvetçi, yolsuzluk batağına batmış...
**** bir de bizler peygamber efendimizin hayatını bilmiyoruz...
toplumu en çok etkileyen slami filmlerden biri "çağrı" ki...orada da ekseri savaş hali var.... oysa peygamber efendimizin ömrünü veya peygamberlik süresini göz önüne aldığımızda bu savaşların süresi, toplasan çok az bir zaman dilimidir.
kuranda öyle güzel anlatıyor ki peygamber kıssalarını ve yaşadıklarını... çoğumuz zanediyor ki peygamberlerin elinde sihirli bir değnek vardı... ne stratejileri, ne yıllar sonrasına matuf plan yaptıkları veya sabırları, insanları, inananları bir arada tutma gayretleri vb... çok değinilmez...
gecenin bu vaktinde yine dünyevice yazdım çizdim niye bilmiyorum...
Kardeşim ben ne siyasetçiyim ne de ölümüne herhangi bir siyasi görüşü destekliyorum. Ben dayatmaya karşıyım sadece. Bahsettiğiniz dönemlerde iki kızım da başörtülüydü, birisi hiç açmamak için devlet memuru olamadı, diğeri anlattığınız gibi öğretmendi okulda başını açmak zorunda kaldı. AKP ye oy verenlerin çoğu o yüzden vermişti o dönemlerde, ama daha geçen yıl serbestlik geldi. Geliş amaçları o olsaydı ilk icraatları o yönde olmalıydı. Verilen sözler zirveye kadardır, tepkim bunadır.
Dayatmaya karşıyım dedim ya şimdide bir taraf kalkınırken diğer tarafa “sus! Deniliyorsa buna da karşıyım. Yapabilecek bir şeyim yok elbette farkındayım ben de Rabbimin bahşettiği kalemi kullanıp yazıyorum sadece. Bir süredir evimde değilim, rahat yazamıyorum, fazla uzatmayacağım.
Siyasetten de siyasetçilerden de nefret ederim ama onlardan kurtulmanın çaresi de yok bilirim, doğruları onların olsun yanlış görünce de yazarım. Umarım anlatabilmişimdir, saygılar.
Gönlünden geçenleri kalemine yansıtabilen insanlara şair deniyor. Bunu böylesine ustaca yapabilenlere ben ustam diyorum müsadenizle. Yürekten kutluyorum efendim.
Biraz insaf edilse herkese bol bol yeter Vicdansızca yenirse bir gün mutlaka biter Götüren öyle çok ki biribirinden beter Gözü doymayanların gözüne lanet olsun...
Yüreğin var olsun bu da benden olsun Afet hanım...
Peşinden gitmedin mi görülsün diye işin Unutulur mu sandın el öperdi geçmişin Haşhaşi dersin ama keser mi senin dişin Çenendeki kemiğin özüne lanet olsun!
kutlarım yazan kalemi ne de güzel anlatmışsın olanları saygım sevgimlesin
tek kelimeyle harika bir yürek sesi sözlerine aynen katılıyorum inanır mısın şiirini şu anda bağıra bağıra okudum gönülden kutluyorum sevgilerimle afetciğim
GÜZEL İNSANA EYVALLAH : Kirlenmiş yüreklere, lanetlenmiş dillere lanet olsun . Ama keşke hiç bir can incinmese, şair yüreği de böyle kabarmasa. Mesajlarıyla insanı okurken düşündüren dizeler. Kutladım canı gönülden toprağım
Öncelikle kusura bakma ablam cep telefonunun azizliğine uğradım yine, puanlamada 5 e doğru giderken 4 e basıldı ve 4 puan düştü, puanım 5 tir. Kalem kitabın ortasından yazmış yine, çok haklı ve çok güzel bir şiir. Dilinde Allah olan bazılarının yüreğinde şeytan geziyor maalesef ama bunu göremiyor pek çoğu. Emeği ve yüreği kutlarım ablam. Selam ve saygımla.
cetiner07 tarafından 1/28/2014 4:02:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
Yolsuzluk gemisinde dalgalanıp coştunuz Nerde menfaat varsa ardı sıra koştunuz Kasanızı doldurup nice engel aştınız Tepesine dağına düzüne lanet olsun!
Afet İnce Karata yakışan bir hicivde yüreğiniz kaleminiz dert görmesin şairem... lanet olsun bunların hepsine ve olacaklardırda ben buna inanıyorum bunca tüyü bitmemiş yetimin hakkını yiyenin tanrı yanına koymaz herhalde diyorum... Sevgim saygımla..