Özgür hür bağımsız olmak ne güzel şeydir her girişiminde hayır olmaz diye rest çeken insanlar olmadan yaşamak,
bu sözcüğü üzerinde taşıyıp sömürge devletlerini sırtından silkeleyerek hatırlatacak bu devlet Araplarda olan ilk laik devlet modeli olup her zaman gülümsetecekti Kuzey Afrika’da

Tunus yakınlarında adı La Gaulette limanı kimleri ağırlayacaktı ,yine işlekti işte hem de çok hareketli idi limanda deve üzerinde insanlar turlar için davet ediyorlardı, gelenlerin nereye ayak bastıklarını belkide hissettirmek için

eski balıkçı köyü yapılanmış elinde fotoğraf makineli safari giysilerine bürünmüş keten şapkalı turistleri ağırlıyordu şimdi,

Akdenize bakan o dimdik uçurumun üzerinde bol manzaralı eski mavi beyaz balıkçı köyü ,ve Osmanlı zamanında adı Türk gölü hani şu Akdeniz’i talan eden korsan kızıl sakal lakabıyla Barbaros Osmanlı devletinin kaptan paşa ünvanını alan o denizci,Kanuni Sultan Süleyman ın Hayrettin adını verdiği kaptan Preveze deniz savaşında adını yazdıran kaptan

önceleri tarih bir dolu savaş akınına sahne olmuş iken sonrasında turist akınlarına boğuluyordu ,bir dolu şey aklında annesi yanında gemi yolculuğu eski türk gölü denilen La Galette limanına varmıştı bile
annesi bizim Marmaris Bodrum gibi buraları develeri bir de şu Arapça konuşan insanlar hariç diye gülüyordu..



VARLIĞIM ÖZGÜRLÜĞÜMÜN RENKLERİNDE BOYANIRKEN



Akdeniz kıyısında geniş nemli kumsallarda bir çift ayak izi
Roma’lılardan eski antik yapılar dikilir önüme Bizans’ın hakimiyeti
Fetheden Kaptan_ı Derya Barboros Hayrettin Paşa nın gemileri
seksen sene elleri bağlı Fransız’lar sömürge marşında trampet sesleri
kimler geldi kimler geçti yinede bak ayakta
rüzgarlarını bırakmış gelenler her yerde her yapıda
ama bağımsızlık şarkılarını inatla söyleyenler olunca
olmuyor işte yenilmiyorsun kalın zincirler kana bulansa da
tarihte bir fetih eski adı Türk Gölü şu limanda
niye özgür değilim ? yüreğim tutsak benim şarkılarımda
on sekizinci yüzyıl Osmanlı senin tarihin yine fetih derken kıyılarda
o medeniyeti ağırlıyor tekrar bak yine sancılandı anılarımda
şapkalı gözlüklü sırt çantalı insanlar dolup taşarken buralarda
sabah akşam ayaklarım uğrar emreder sanki iter şu limana
meraklı gözlerle bakarım
acaba sen de var mısın diye aralarında



VARLIĞIM ÖZGÜRLÜĞÜMÜN
RENKLERİNDE
BOYANIRKEN
YOK YOK YANILMIŞIM
TUTSAK ŞİMDİ ADINDA
HER SABAH HER AKŞAM
LİMANA KOŞAN ŞU AYAKLARIM
SEN Mİ İNECEKSİN DİYE
ŞAHİT OLURLAR
HER GEMİYE BAKIŞIMDA


TUNUS’LU MERZA’NIN AŞK HİKAYESİ