yalandan da olsa...Kapattığım kapıların arkasında bıraktım Toz birikintilerini arasında sözlerim kaldı Seninkiler kirlendi Sorularım uçuştu eşiğe doğru Bıraktığım izlerin arasında yeni bir yol seçti kendine Yeni bir şarkıya hecelenmek istedi Başka parmaklara sarılmak Dolanmak istedi hayat çizgilerinde Bir koku Menekşeden güzel karanfilden yoğun Peşinden giderken Yeni bir sokak, taşlarında başka “aidiyetler” Başka kadınların, başka adamların hayatlarından Memnun ve ya değil Yeni bir ev Çatısı aktarılmaya bekler, pencereleri akmış Kepenkleri ağarmış, kiremitlerinde kırıklar Merdivenlerinde kokunun zemheri aydınlığı Sahibinin yorgun yalnızlığı basamaklarda nefesine sarılan Kadife çeketinde sinmişliği başka bir yakanın Mavi yakasında bir kaç damla denizinden bu kentin İmza gibi, varlık ve yokluk gibi Son buluşların Bıraktığı son gülümseyişleri Cebine doldurduğu Bir tarih gecenin ışıklarına karışan mırıltıyla Bir tarih uzun yürüyüşler Çengelköy’ün eteklerine doğru İçinde sayamadığım kadar anı, hepsi anılan bir gülümseyişle Bayram şekeri gibi değil tatlı, ama anlamlı sabahı kadar Biraz kalbi kırık Bir şarkının etrafında dönen “ben” kadar özlemiş İzlerin arasında aradığım bir koku Kokunun köşelerinde kıyı hikayesi bir parça kağıda sıkışmış Bir parça kendine bir parça yanağını ıslatan damlalara Şarkı gibi süzülen boynuna Koku hiç söylenir mi? Bir ezgiye sığınır mı? Şarkı olur mu cebine doldurduğu gülümseyişleri gibi içten Şarkı olur mu şimdi defalarca dinlediğim parça gibi? Yalandan da olsa... |
Başka kadınların, başka adamların hayatlarından
Kepenkleri ağarmış, kiremitlerinde kırıklar
Bayram şekeri gibi değil tatlı, ama anlamlı sabahı kadar
Üstte bazı örneklerini verdiğim, yer yer düzyazı formatından çıkarılması gerek (bence) ama yine de nefes kesen bir çalışma olmuş...
Bir de ilk iki satırda bir anlam düşmesi var sanırım.
Kapattığım kapıların arkasında bıraktım
Toz birikintilerini arasında sözlerim kaldı
"Toz birikintilerinin" olarak düzeltilirse sanırım daha iyi olacak... Saygılarımla sunarım...