Bir Deniz Kabuğu Var Elimde
Kara bir yağmurdu yağan,
Mevsim sonbahardı. Umutlarım bir köşede ağlamaklıydı, Ben Karadeniz’deydim ama Karadeniz bende değildi. Çekmişti sularını ayağımdan, Delik deşik yüreğimden… Sen git Karadeniz’im, Ya ben, durur muyum seninle? Bende gidiyorum bir başka denizin maviliğine, Terk ediyorum seni bile bile… Uzun uzadıya bir yol benimkisi, Hangi aklımla davranıp, Hangi aklımla yol alırım bilmiyorum… Mola verdiğim köylerde çay içiyorum yüreği sıcak insanlarla. Denizi soruyorum, fırtınaları… Daha çok yolun var diyorlar. Yolum uzun, zamanım az biliyorum. Balık gibi bende suda nefes alıyorum. İçimdeki deniz dalgalarını yükselttiğinde, Anlıyor bütün kent yalnızlığımı. Karadeniz’e isyanımı haykırıyorum… Biliyor musun Karadeniz? Senden yadigâr, bir deniz kabuğu var elimde, Benim yüreğim senin sesinde, Nesin sen? Anam mı, babam mı, kardeşim mi? Alt tarafı aya eşlik etmiştik geceleri, Ve seninle sırdaştım… Balıklar şikâyet ettiklerinde seni bana, İnanmamıştım, karşı çıkmıştım onlara, Oysa sen ne yaptın bana? Düşmanıma güldürdün, dostuma ağlattın. Sana olan kızgınlığımdan sığınacak liman ararken, Ömrümü yollarda kaybetmişim. Şimdi, bir deniz kabuğu var elimde senden yadigâr. Sesini ondan duyuyorum. Hoyrat dalgaların yüreğimi söküp alıyor. Yağmur bulutların dolaşıyor başımda, Sende bıraktıklarım üzerime üzerime geliyor. Onlara dokundukça kanıyorum. Özlüyorum. Kara bulutların daha da yaklaşıyor Karadeniz’im. Ve sonunda hasret dolu bir yaş, İşte böyle arkadaş… Şimdi anlıyorum, boşuna kızmışız birbirimize. Sen fenerlerini yanık bırakmışsın, Bulayım seni diye, Yine de ömür yetmez sana yetişmeye. Belki bir gün öldüğümde küçük bir balık olurum sularında Geceleri aya bakar hüzünlenir, Gündüz güneşle seviniriz. Dedim ya Karadeniz; Bir deniz kabuğu var elimde senden yadigâr… |