TEFEKKÜR RİSALESİ
"Men arefe nefsehu fekad arefe Rabbehu.
(Nefsini bilen Rabbini bilir)" Aç gözünü ey insan! Nazar et kâinata, Hâlik sıfatı ile halk edilen sanata. Dağa ağır gelse de yüklendiğin emanet, Takatinden az değil kalbindeki metanet. Kesret ardında vahdet, her zıtlıkta bir nizâm, Kehkeşanı kuşatır kudretteki intizam. Durup temaşa eyle fezayı gündüz gece, Acze mahkûm oldukça yanıt bulur bilmece. Beş duyuyu aşarak, zorla mülâhazanı, Alâmet arıyorsan; bilmez misin âzânı? Zamana rehnolundu, dört mevsimin zuhuru, Her zerrede aşikâr yüce Allah’ın nuru. Nevbahara can düşer vâki olunca cemre, Varlıklar vecd içinde uyar mukaddes emre. Her tohumun içine binlerce sır gizlenir, Mümbit toprak bulunca rengârenk filizlenir. Nimete farz-ı misal; petekle, arıyı al, Türlü çiçek özünden nasıl da oluşur bal? Kâinat kitabının El-Âlim’dir yazanı, Delâlet arıyorsan; bilmez misin hazânı? Zülcelâl; son Nebî’nin hürmet-i şerefine, On sekiz bin âlemi nakşetti gergefine. Nihayetsiz sahneler, çeşit çeşit figüran, Hakikat perdesinin ardında tek Hükümran! Binlerce kar tanesi serpilirken pür-dikkat, Hakîmini zikreder hoş sadayla mahlûkat. Her sabah ufuklardan yayılınca tebessüm, Tefekküre çağırır aynadaki tecessüm. Cümle mükevvenatın bulunmaz bir noksanı, Asâlet arıyorsan; bilmez misin insanı? Levh-i mahfûzda gizli; kaderin şifreleri, "Kâf" ve "Nûn"la cem olur var oluş evreleri. İkra emriyle başlar Yaradanın hitabı, İmtihan muradıyla insandır muhatabı. Kâlu belâda verdik Rabbimize ilk sözü, Söze teslimiyettir ubudiyetin özü. O âlem-i ervâh ki, ruhların ilk mekânı, Dünya gurbeti için bekler mutlak zamanı. Maveraya yol alır bu hayatın kervanı, Hidâyet arıyorsan; bilmez misin Kur-an’ı? Uyku; ölümle kardeş, esrarı akıbettir, Uyandığın her lâhza dirilişe ibrettir. Beşer istihkakını âmele göre alsa, Borcu edâ edemez başı secdede kalsa. Berzaha varan insan sûret-i mücerrettir, Makberine koyulan sâfi kemikle, ettir. Can; elveda demeden fâni ten kafesine, Nedametle kulak ver yüreğinin sesine. Hakîkat güneşine yoldaş eyle izânı, Adâlet arıyorsan; bilmez misin mizanı? Ademoğlu saklıdır kâinatın özünde, Halife şerefiyle sınanır yeryüzünde. Döner âlem-i esbâb "hayır-şer" dehlizinde, Yunus’u balık korur, imtihan denizinde. Bağrı yanık nehirler ummâna aşkla yürür, Ârifler ki ummânı bir tek damlada görür. Mâşuka meyledince aşığın dilhânesi, Küçülür rûy-i zemin kalır bir kum tanesi. Mârifet ehline sor ruhundaki tufanı, Kerâmet arıyorsan; görmez misin cihanı? Gülşenine aldanma gül-i sahra bu devran, "Men arefe nefsehu" olur mazharı gufran. Dünyaya sığmaz insan, hırsından olur heder, Nefsi doymayanlara toprağın altı yeter. Küfre uzanan eli masum gözyaşı yıkar, Beyhude geçen her gün, koca bir ömrü yakar. Aff-ı mağfiretine erişirsen Mâbud’un; Dar-u ukba yurdunda cennet olur mabedin. Ey ahiret yolcusu, fani dünya mihmanı; Selâmet arıyorsan; bilmez misin Rahmanı! |
Muhabbet dostlukta nurlu ganimet
Dost dostunun bir hayrına bin minnet
Duymaz ise o dostuna dost değil
=====================================
:::Sayfaya iz düşen güzel bir Şiir
:::::Her daim güzel şiir, yazmalı Şair
:::::::Tebrik ediyorum,Değerli ÜSTADIM
:::::Duygularınız bereketli
:::::::Sözleriniz hakikatli
:::::::::Dostlarınız muhabbetli
:::::::::::Olur İNŞALLAH
================
SELAM VE DUA İLE