(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
YOL şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
YOL şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Sen yine olduğun gibi kal.! Nasip değilmiş işte, hayatta herşey kısmet.. Mutlu ol bak keyfine, dedim ya hayat bu işte, üç gün sonra bitiyor.. Kalp kırmaya , üzülmeye değmez, bazen sadece sevmek yetmez.. Hakkım helal sana canım, inan bana hiç kızmadım.. SEVMEK FEDAKARLIK İSTER...!
....Aç Yüreğini...
Tükenir acılar birer birer, geri döner elbet birgün gidenler.. Sevgine muhtaç kalırsa eğer, aç yüreğini yeniden affetmeye değer...
Sevmek fedakarlık ister, özveri ister, saygı ister, umut ister, acıları, sıkıntıları paylaşmak ister, isterleri çoğaltabiliriz. Her şeyden önce sevmek insan gibi insani bir fıtrat ister. İnsan iki boyutludur. Bir meleki yönü, diğeri ise hayvani yönüdür. Meleki yönü iyi olan, güzel olan her şeye çıkarsız, içten pazarlıksız talip olmak ve bunları yeşertmek için çabalamak gayreti gösterme yönü, hayvani yönü ise, kötüye, çirkine, egonun tatminine, menfaatler doğrultusunda seçiciliğe yönelmeye ve her şeyden ötesi yok etmeye yönelik çaba ve gayret yönüdür. Yani insan bir floresan lambada ki elektronların iki kutup arasında gidip gelmesi gibidir. Diğer bir deyişle cennet ile cehennem veya sema ile yer arasında hareket eden bir varlık. Sevmek floresan lambanın işığı, cennet ile cehennem arasındaki bir irade, gökyüzü ile yer arasındaki bir yıldız, bir yağmur yüklü bulut veya bir ufacık su damlası. Sevmek bu. Hani derler ya insan oğlu çiğ süt emmiştir. Hayır bu kavrama katılmıyorum çünkü o çiğ süt sevgi ve şefkatin timsali olan bir varlıktan imbik imbik sağılmış bir sevgi ve şefkat yumağı ürünüdür. Demek ki bir insanın fıtratını bozan süt değil, aldığı değerlerdir. Sevginin yozlaşması, sevginin sıradanlaşması tamamiyle kişinin hür iradesiyle gerçekleşmektedir. Cennet yerine cehennemi tercih, yıldız yerine ednaya tevessül, bulut yerine ayaza yönelmek, su yerine kuraklık. Bunların tümü kişinin kendi tercihidir. Tercihlerin sonunda olumsuzluklara kızılmaz ama üzer insanı. Ama bir gerçekte vardır ki insan gibi sevmeye görsün insan. Unutamaz. Her yerde, her şeyde onu görmeye başlar. Çünkü şekle bağlı olmayan bir sevdadır. Her şey sevdasının gölgesidir. Dolayısıyla gölgelerin ardından yürür gider, sahibini bulmak için. İşte burda kızılmaz, kaderdir, kısmettir denilir, gölgenin sahibini arar durur. Çünkü şekilsizdir. Sevdadaki sevdadır. Bir manadır. Manayı yakalayıncaya kadar arar durur. Benliği yok olur, benlikten öteki senle buluşur ve onda yok olur. İşte asıl vuslat burada gerçekleşir. İşte o zaman o sevda anlam kazanmış olur. Sevgi her şeyin özüdür. Ama gerçekten sevgi. Gönlümüzü serbest bırakalım sevsin onu sevmeseler bile. Çünkü o gönüldeki sevgiyi eksiltmez ve onada zarar veremez. Sevgi ve saygılarımla
Hakkım helal sana canım, inan bana hiç kızmadım.. SEVMEK FEDAKARLIK İSTER...!
Helal olsun.seven böyle sever. allah'a bağlar da sever. ve o sevgi devam ederse mutlu olur,biterse mutlu. bunu bir bilebilsek. herşeyde bir hayır var diyebilsek.
Tükenir acılar birer birer, geri döner elbet birgün gidenler.. Sevgine muhtaç kalırsa eğer, aç yüreğini yeniden affetmeye değer... değer elbet.. çok güzeldi yüreğine sağlık
YANDI (TuTKu) O namlı sözlerine bu can nasıl da kandı, Sahrada suya yandı yandığı ahu sandı, Benimle zannederdim o akşamdan sabahım, Çöl sıcağında inancım tüm sabrım da yandı.
Onsuzken gölgemdi eksenimde tek fırdöndü, İçimde büyüttüğüm o bir nemruttu söndü, Kalbimde nam saldı da yücelerek ayyuka, Soğudu ruhumda alev bir buzula döndü.
Bir ordunun yenilgisiydi tarihte kalan, Bir de her buluşun vasfını ilk kimse bulan, Benimdir zannederdim o aslen bozulmamış, Aslından yığınca sahte yandı küldü kalan.
Vasfını hiç bulmadı aşk ne uykusuzluğum, Uğrunda yandı her şey arttıkça susuzluğum, Tükendi söndü aşk onda hep benimle yandı, Kalbimi mesken tuttu aşk hep öylede kaldı.
Ondandır halim bezgin ömrümden pek eksiliş, Hana değmez gelişe muğlakken ebet gidiş, Nerde dağı taşı delen Ferhat a Aslı eş, Sevenlerde yandı kalpte bitti her çırpınış.
Nasıl ki koca ormana bir kibrit yok oluş, Öpse hoş alnımı secde vaktiyle saf tutuş, Aşksa mümbit hasretten yana tam yol ileri, İhmalden doğan yangın aşk gerisi kahroluş,
Tarih: 25 / 09 / 2001
YAVUZ KORKMAZ tarafından 1/10/2008 3:41:35 PM zamanında düzenlenmiştir.
Nasip değilmiş işte,
hayatta herşey kısmet..
Mutlu ol bak keyfine,
dedim ya hayat bu işte,
üç gün sonra bitiyor..
Kalp kırmaya , üzülmeye değmez,
bazen sadece sevmek yetmez..
Hakkım helal sana canım,
inan bana hiç kızmadım..
SEVMEK FEDAKARLIK İSTER...!
....Aç Yüreğini...
Tükenir acılar birer birer,
geri döner elbet birgün gidenler..
Sevgine muhtaç kalırsa eğer,
aç yüreğini yeniden affetmeye değer...
Sevmek fedakarlık ister, özveri ister, saygı ister, umut ister, acıları, sıkıntıları paylaşmak ister, isterleri çoğaltabiliriz. Her şeyden önce sevmek insan gibi insani bir fıtrat ister. İnsan iki boyutludur. Bir meleki yönü, diğeri ise hayvani yönüdür. Meleki yönü iyi olan, güzel olan her şeye çıkarsız, içten pazarlıksız talip olmak ve bunları yeşertmek için çabalamak gayreti gösterme yönü, hayvani yönü ise, kötüye, çirkine, egonun tatminine, menfaatler doğrultusunda seçiciliğe yönelmeye ve her şeyden ötesi yok etmeye yönelik çaba ve gayret yönüdür. Yani insan bir floresan lambada ki elektronların iki kutup arasında gidip gelmesi gibidir. Diğer bir deyişle cennet ile cehennem veya sema ile yer arasında hareket eden bir varlık. Sevmek floresan lambanın işığı, cennet ile cehennem arasındaki bir irade, gökyüzü ile yer arasındaki bir yıldız, bir yağmur yüklü bulut veya bir ufacık su damlası. Sevmek bu. Hani derler ya insan oğlu çiğ süt emmiştir. Hayır bu kavrama katılmıyorum çünkü o çiğ süt sevgi ve şefkatin timsali olan bir varlıktan imbik imbik sağılmış bir sevgi ve şefkat yumağı ürünüdür. Demek ki bir insanın fıtratını bozan süt değil, aldığı değerlerdir. Sevginin yozlaşması, sevginin sıradanlaşması tamamiyle kişinin hür iradesiyle gerçekleşmektedir. Cennet yerine cehennemi tercih, yıldız yerine ednaya tevessül, bulut yerine ayaza yönelmek, su yerine kuraklık. Bunların tümü kişinin kendi tercihidir. Tercihlerin sonunda olumsuzluklara kızılmaz ama üzer insanı. Ama bir gerçekte vardır ki insan gibi sevmeye görsün insan. Unutamaz. Her yerde, her şeyde onu görmeye başlar. Çünkü şekle bağlı olmayan bir sevdadır. Her şey sevdasının gölgesidir. Dolayısıyla gölgelerin ardından yürür gider, sahibini bulmak için. İşte burda kızılmaz, kaderdir, kısmettir denilir, gölgenin sahibini arar durur. Çünkü şekilsizdir. Sevdadaki sevdadır. Bir manadır. Manayı yakalayıncaya kadar arar durur. Benliği yok olur, benlikten öteki senle buluşur ve onda yok olur. İşte asıl vuslat burada gerçekleşir. İşte o zaman o sevda anlam kazanmış olur. Sevgi her şeyin özüdür. Ama gerçekten sevgi. Gönlümüzü serbest bırakalım sevsin onu sevmeseler bile. Çünkü o gönüldeki sevgiyi eksiltmez ve onada zarar veremez.
Sevgi ve saygılarımla