Hüzün Geçişi
Türk yurtları yanarken zulmetin pençesinde,
Beyim ahkâm kesiyor, endamı lehçesinde. Yamyamlara yaş döken, zırıl zırıl ağlayan, Kulağını tıkamış, titreme yok sesinde. Kerkük sokaklarında kol bacaklar uçuşur, Patlamanın ardından kadın çocuk kaçışır, İçerde gündem farklı efendiler tartışır, Gözümüz elde gezen altın şarap tasında. Halep hüzün şehridir, tarihim budanıyor, Makamdan emredenler beni ahmak sanıyor, Basireti bağlanan yalanlara kanıyor, Derin yalan çukuru, akıl, fikrin pasında. Hangisini yazayım, Türk’e uzanan elin, Türkistan’da vahşet var, ortağısın bu selin, Takken düştü nihayet, göründü artık kelin, Ruhun mahpus anladım, haçların kafesinde. Karabağ’ı unutmam, şimdi işgal altında, Türk yurdunun vebali bil ki senin sırtında, Şehitler omuzlarda, yalan yüklü şartında, Sahtedir gözyaşların, yalan sözde yasında. Her gün başka acıyı garip gönlüm tadarken, Ülkemde türlü çarklar fırıl fırıl dönerken, Hırsıza yeşil ampul bize kızıl yanarken, Merakla bekliyorum çıkacak nefesin de. |
HER SORUMSUZLUĞUN YİNE BİR CEZASI VARDIR
ELBET TÜRK UYANIR ŞAHA KALKAR
VAY O ZULMÜ YAPANLARA VE GÖZ YUMANLARA
HER KELİMESİ İLE AYAKTA ALKIŞLANACAK BİR ESER
KUTLARIM HOCAM