Sonsuzluğum
Ayrılık rüzgârları dolanıyor etrafıma,
Perişan halim çoktandır tedirğin bu saatlerde. Kapısı açık avluyum pencerem kırık, Paslı kilidi sö/külmüş yüreğimin. Kaçağım iç zulamda astarına gizlenmiş biletsiz, Akıntısına yolcuyum s/onsuzluğun. Ve adaca dingin etrafım mavi denizde, İrini kabuk bağlamış yaralarım düğüm,düğüm. Bahçesi talan iç avluyum güllerim kurumuş, OdaM boş/almış taşınmış masa,sandelyeler. Misafirin izi yok ot b/ürümüş sarnıçlarımı, Gölgeme küs benden habersiz güneşim kışı b/itmez. Kaç mevsim çiçeksiz renksiz kaldı gelincikler, Tarla kuşlarına ağıtlarım y/akar kan gülüm. Toprağıma dargın sırra kadem tüm cemreler, Akıntısına hazanda yolcuyum s/onsuzluğun. Gün aydınlanıyor geceye cin/ayet gibi, Her suskunluk loşluğa açılır bir kapı sanki. Ağ/acımla seviyorum suyunu denizimin, Beni kuş/atan gölgeler uyluklarımda sızı gibiyken. Nazımı uğurlar Marmara zulasında üsküdarın, Loşluğunda kanım çekilir serapça görürüm. Ve dalgalarını kedice yalıyor adalarımın Boğaziçi, Ay/aklarıma yalnızlığıyla dolanırken Kızkulesi. Anda çam kokular dolar aydostan odama, Ay dö/külmüş kırık penceremden gümüş tepsideyken. Ekmeği alaza yanık şarabı çam bardaktaysa hele, Yalnızlığı gibi yorgunluğuda t/atsız olurmu yılların. Ellerim istemeden karanlığını okşar siluetinin, Ruhu sürgün anda bedenine döner loşlukta yalnızlığım. |
Ayrılık rüzgârları dolanıyor etrafıma,
Perişan halim çoktandır tedirğin bu saatlerde.
Kapısı açık avluyum pencerem kırık,
Paslı kilidi sö/külmüş yüreğimin.
Kaçağım iç zulamda astarına gizlenmiş biletsiz,
Akıntısına yolcuyum iç odama.
Ve adaca dingin etrafım mavi denizde,
İrini kabuk bağlamış yaralarım düğüm,düğüm.
Bahçesi talan iç avluyum güllerim kurumuş,
Odalarım boşalmış taşınmış masa,sandelyeler.
Misafirin izi yok ot b/ürümüş sarnıçlarımı,
Gölgeme küs benden habersiz güneşim kışı b/itmez.
Kaç mevsim çiçeksiz renksiz kaldı gelincikler,
Tarla kuşlarına ağıtlarım y/akar kan gülüm.
Toprağıma dargın sırra kadem tüm cemreler,
Akıntısına hazanda yolcuyum iç odamın.
Gün aydınlanıyor geceye cin/ayet gibi,
Her suskunluk iç odama açılır bir kapı sanki.
Ağ/acımla seviyorum suyunu denizimin,
Beni kuş/atan gölgeler uyluklarımda sızı gibiyken.
Nazımı uğurlar Marmara zulasında üsküdarın,
İç o/damda kanım çekilir serapça görürüm.
Ve dalgalarını kedice yalıyor adalarımın Boğaziçi,
Ay/aklarıma yalnızlığıyla dolanırken Kızkulesi.
Anda çam kokular dolar aydostan odama,
Ay dö/külmüş kırık penceremden gümüş tepsideyken.
Ekmeği alaza yanık şarabı çam bardaktaysa hele,
Yalnızlığı gibi yorgunluğuda t/atsız olurmu yılların.
Ellerim istemeden karanlığını okşar siluetinin,
Ruhu sürgün anda bedenine döner yalnızlığım iç odada.
irfan karabulut (İrfan karabulut)
Ustacaydı üstad severek okudum
Yüreğine kalemine sağlık
Yüreğin susmasın
____________________________Selamlar