Mor sinekler yalıyor memelerini
Fırat’ın dicle’nin sivri dilleriyle
Utangaç dinler gündüz kan kardeş
Gece zırh kuşanır çığlık çığlığa
Kimbilir ruhum hangi mabedle sevişmekte

Dolaşır şehirde neft nefesli murdar itler
Yastık altı gözyaşlarını pazarlar
Kurşun kokulu devrimler mezatta
Mavi yakasında karanfil yasıyla
Usul usul akarken Mezopotamya

Gül/üşler tutsak kör şafaklar ay/aklanırken
Stran bakışlara siper mor öfkeler
Yeni yuvası beden çifteden fırlamış saçmanın
Adaletin suskun yargıcı kıvranır asırlarca
Yıldızları talan Us’umda Mezopotamya’nın

Kanaviçeye umutla işlenirken beş mevsim
Kovuldu özlemler karanlığı b/asmayan zamandan
Tarihin küflü küçeleri ürktü şahitliğe
Süzmelerini d/aldırdığında güneş
Yüzü eskimiş tanrılar terkte Mezopotamya’yı

Mumya sarılı sönük ışıkta
Mezarında iskeleti adal/etsiz krallar
Evrim/leşti insanlık cenneti reddinde
Külden kadınların ağlayınca bedenleri
Can suyuyla beslendi Mezoptamya

Hasret dehlizlerinden kaçtı hurafe nameler
Taşırken gizlerini sevgilinin masal kuşları
Serpti yırtık çığlıkları s/ağır sult/anlar
Sö/küldü dikişi iç seslerin çocuksu gözlerden
Ötekilerin şehri denizsiz Mezopotamya