ŞEFFAF AYNAEbabillerin hüznü meleklerin düğünüdür. Zamanın rahlesinde Yankılanan yaşam... Hira’da başlayıp Dar-ı dünyada son bulan.. Kovulur huzurdan ömür Düşer sükût suretinde ses. Pas tutar dil körelir hançer öfkesi demlenir im/lâ/l... Bak etrafına kimse yok ardın hep boş. Uçsuz bucaksız bir deniz Saklanır ardında hüzün kıran. Su/sar yürek dağlar Gül bank susar... Vaad eder istikbali Araf. Atılır imzalar hakikat defterine Mâhur, esrîk ve sonsuz... Vav olur eğilir Mim’i sarmalar bir garip sâbâ. Değer vahyin ayazı Nura döner Rebiülevvel Yan yatmış sekiz değil midir ışık hızıyla sörf yapan yaşam... Dolar kum gibi karanlık tarçın dökülür güne. Döner yedi rahvan üstünde dünya eb-rû-li düşen kırışıklıkları avutur göğe açılan el-Hamra kapıları. Fetih süresinde tüm şehitler önderlik eder peygamber Derken Allahü ekber gülümser Furkan. Yerleşir gözlerime bahar Bahçemde Nezen’in soluğu var. El ver sâki; Geciken kendime yetişmeliyim şimdi. Ya ve Sin kavminde sûr’u üflüyor kalbim. yüklemi vurgulu misk-i amber Sazın Zühresinde özne menzili sonsuzluğa çekilen perde Amin diyorum külümü vereceğim güne!.... Ferda Özsoy eb-rû-li;Karışık renk sâki; Ruh doktoru olmuş günümüzde pek rastlanmayan bilge kişi el-Hamra ;Yer yüzündeki cennet saray rahvan;Her atın başaramadığı yürüme biçimidir. Gülbank;Hep bir ağızdan ve makamla yapılan dua veya ant, Dar-ı dünya;Dünya. (Dâr-ı fenâ da denir.) Ebabil;Allahü teâlâ âyet-i kerîmede meâlen buyurdu ki: Üzerlerine Ebâbîl kuşlarını gönderdik. O kuşların her biri onların üzerine çamurdan yapılmış ve ateşte pişirilmiş taş atarlardı. (Fil sûresi: 3-4) Ebrehe Mekke’ye yaklaştığında, Allahü teâlâ Eshâb-ı fil (Ebrehe ve ordusunun) üzerine denizden Ebâbîl kuşlarını gönderdi. Her bir kuşta, biri gagasında, ikisi ayaklarında olmak üzere üç taş bulunuyordu. Nohut ve mercimek tânesi kadar olan bu taşlar kime isâbet etse, helâk oluyordu. (İbn-i Hişâm) Furkan;İyi ile kötüyü birbirinden ayıran kanıt / Kuran-ı Kerim misk-i amber;“Misk-i Amber” eşi- benzeri olmayan bir koku demektir bâb-ı esrar --esrar kapısı Asuman;Gökyüzü. Sema. |