Merhaba
Çok severdim yağmurlarda ıslanmayı
Saçıma beyazları bırakan zamanı Hambal yüreğime yüklediğim o yiğidi birçift göze sıkıştırdığım bahtiyarlığı Saçaklardan asılan ıslak sîmâ’yı ’Yorgunum’ deyip, verdiğin molaların canyoldaşı olmayı Neydi gitmene sebep olan yıkılganlık Yüzünü düşüren neydi? Mevsimlere küsüşünün, cenneti andıran gülüşünün katili kimdi? Neydi seni, saçlarına kırlar düşen yanına başını eğdiren? Oysa, Üç bahar öteden kokun mest ederdi Özlerdim, teninin kokusunu Güz mevsimine biriken mutlulukları Kışın silip süpürdüğü, ayrılıkları Artık hissedebildiğim, Sadece hayalime bıraktığın sığıntı şiirlerin Kahrolası şımarık satırları Şimdi Hânemin odasında büyütüyorum Bahar kokulu menekşeleri Yas giydiriyorum her bir yaprağına Ağırlığınca ağrılar kusup Bencil sözler fısıldıyorum toprağına Gidişini eşeliyorum Saklandığım gece Ele veriyor maviye çalan sözlerimi Susturamıyor Beynimde ki siren seslerini Râzıyken bir gecelik masallara Sensiz geçen bir saniye bile Bastırıyor ömrüm’ün geri kalanına sinen izmarit kokusunu Zirveye çıkan acı, doluyor göğsümün sabır tarafına Sonra Rutubet kokuyor şiirlerim Ağlaması dinmeyen satırlar büyütür yüreğim Demli bir çay lekesi gibi, işler satırlara Kandırıp yıldızları Tam da karanlık vakti çökmüşken Seni gökyüzü mavilerine emanet etmeliyim Sızım sızım sızlatsın kalbini gece Dudaklarını bağlayıp Uykuya dalarken gözlerin, sensizliği yâd edip Doyurmalıyım cümleleri... Sonra mı? Dudağımda yanmışlığı izmarite dayanan son bir sigara ile (içtiğim son sigara) Göğüslerken sen’li titreyişleri, yüreğimin en tenha köşesine Seslenmeliyim öylece Sen’siz ölümler öksürtsün ki beni Hiç bir düşüm düştüğü yerde kalmayacak Ve hep olduğu gibi haykırışlarım göğe ulaşacak (Güneşi unutturan gözleri saklayan bu şehir ’Merhabaaaaa !’) Zeynn |