SYLVİA
SYLVİA
Aaaah Sylvia ah Gidişinin ardından sunulan mayhoş bir acı mazinin izlerini sunardı altın tepside hicran tabaklar dolusu keşkelerle Fazladan bir tebessüm etsem Çalınırdı dudaktan gülüşlerim Onca zamanın ardından Bir keşke de benden diyerek Katıksız bir aaaah çeker ve okşardım hüzünlerimi Musalla’ya yatırılmış ölüler gibi Sylvia, bilemedim zamanın bu kadar kısa olduğunu Yaşamla ölüm arasındayım şimdi Tebelleş olmuş hayata inat Yüreğime oturmuş sensizliğimle Eceli banıyorum dudaklarından Keşke biraz daha zamanım olsa diyerek Çok geç artık Sylvia Galiba yenik düştüm hayata Küfede keşkelerimle zaman seni unutmaya mahkûm etti Bir şansım daha yok Sylvia Sözün bittiği yerdeyim şimdi. Aşka dair ihtiraslarımı gömereken yüreğime Son pişmanlıklar doluyor hücrelerime Affet demeye dilim varır mı bilmem Bildiğim; Geride bıraktığım yalnız sen kalıyorsun Sen kalıyorsun Sylvia Ve ölüm. Keşkelerle... Hüma Efkan |