Mermerden Heykeller
Şurama yine ateş düştü Şima
İnci inci nar tanesi dökülmüş sevda düştü Nereye baksam mermerden heykeller Hiç konuşmuyoruz Suskun ve yapayalnız karınca nefesi ensemdeki Bu saatler yıldızlar hep kalp atışlarımı sayar ve ne zaman sabah ezanı bir bülbül şakısa Gözlerim kızıl orman, yanar ha yanar Doğa aklını yitirmiş Yakım yakım yanmış salkım saçak saçları Deniz bildiğin gibi yine deli divane Bir merhaba desem Kaytan bıyıklı kabadayı gibi kabarıp üstüme üstüme gelir Seni anlamak zor değil Şima, Seni düğüm düğüm çözmek hiç zor değil sen kendini ben de arıyorsun anlıyorum anlıyorum da bana neden öyle paramparça bakıyorsun Şima, bana öyle zehir zemberek bakma Yağmurlara beddua edip suya ağıtlar yakma Her bakışında bir orman yanmışta Küllerinde bir kelebek çığlığı kalmış gibi Ben de yangınlara koşuyorum En acı olan bu ya Sen ölürken Şima Sen ölürken Yani ben ölürken seni daha çok seviyorum |
yazana olduğu kadar
okuyanada huzurlar vermekte
sevgili şair...
Tebrkler kaleme saygılar.