Bir tanem, beni merak etmişsin.
Sevgim çok geldi, bu adam yoksa geberdi mi demişsin
Değil gözümün nuru değil, ben eski tas eski hamam
değişemem
Neyse, bunlar noktalı virgüllü mevzu.Senin keyfin yerinde mi ?
Pier Loti ye yine her Pazar o kızıl saçlı madam geliyor mu ?
off çekiyor musun gözleri yağmurlu simitçi çocuğa
Ya liseli gençlik aşkın Kadıköylu narkotik Mustafa
Öldü demiştin ya yıllar önce bir deniz kazasında
Sana inanırım iyi çocukmuş Allah rahmet etsin
Ayakları kırılıp düşmedi değil mi pembe hayali ahşap sandalyenin
Son haberlere göre tombul bacaklı Naciye estetik yaptıracakmış
Cırcır çeneli kocakarı, kafamda nasılda kırmıştı cam bardakları
Neymiş efendim burnu havada kızlarının önünde sana “şittt !” demişim
Tespih elde, ceket omuzda, kör kütük topyekün sevmişim
Boyu devrilesi yuvarlak dünya !
Yaralı bir kartal ,bir kumruyu ölümüne nasıl sever
Ben de sana tas tamam öyle gönül vermişim
Heyt bre ! Açılın kapılar şaha gidelim..!
demiş şairlerin piri
Ah gurban, bir bilsen;
sen gelince başımda pür neşe sevda yelleri
Akdeniz’in derin suları keyf içinde şaha kalkar
Tüm klasik aşk filmleri art arda gişe rekorları kırar
Böylesine çılgın ve öylesine toz pembe
Hani sen “ Sevgilim beni sevginle doyur” derken bakıp gözlerime
Eminönü’nde ekmek arası aşkın tadı bir başka güzeldi be !

Yani diyeceğim o ki nar tanem, bir tanem;
sen de İstanbul,
Ben de aşk İstanbul kadar muhteşem.