Aşil öldü.Ey Homeros! Kahramanlar ölmez derdin Başını kaldırda bir bak ! İlyada’yı Arşın göğsünden sevişerek indiren sendin O zamanlar sütlimandı yürek Sütlimandı derya Dağ taş orman ve dünya sütlimandı O kahrolası savaşı sen çıkarmasaydın Aşk sevginin koynunda süt liman kalacaktı Kargalar öpüşürken sarı solgun sonbaharda Kılıç kınından sıyrıldı Yeşil mavi kırmızı oluk oluk aşk aktı Ay, güneş ve yıldızlar el pençe divan durdular Oysa bencildi aşk, hiç bir savaşçı bunu göremedi Ne Ay’ın şavkını Ne de Güneş’in tendeki sıcaklığını Onlar ki tahtadan katırlarıyla karanlığa yürüdüler Onlar ki kardeşi kardeşin koynuna şehvettiler Aşka aç bir şeytan gibiydiler Gittiler Gördüler ve öldüler Eyy Athena ! En öğündüğün şey dudağında ki ateşten gül idi, o da ilk yağmurlarla ıslanıp söndü Yüreğin şimşeklere kilitli Gözlerin Venüs tadında değil artık Bakışın Truvalı kadınlar gibi kanımı ateşlemiyor Ben o fırtınalı havalarda Posadion ile savaşırken Sen Paris’in kıyımına şuh kahkahalar atıyordun. Elindeki kanlı gömlek Aşil’in, ne zaman unuttun ve şimdi bin yıllar geçti Heyyy Homeros uyan ! Aşil öldü, anlamalısın Küllenmeyen asil aşklar için beni kanlı göğsünde ki ateş ırmağında yunup yeniden yaratmalısın.... |
ateş ateşle öpüşürken
yanıyordu, aglaması kifayetsiz,
içinde alev alev
duman karanlık ve akrep,
ne kadar öpecek ....
sonsuza değin acıtmasa
....