çapraz sorgularsefa pezevengi olamazsın,ağzında altın kaşıkla da doğsan ... ----------------------------------------------------------------------------- hiç düz çizgiden geçmedi azrail, çaprazını takipten yoruldum leylak kokulu evin oralardadır şimdi, ilk iğde ağacının orada görmüştüm iddiaya girenlere mor demetler buketliyordu... çocukluğu yaktılar o mahallenin enkazında şimdi gençliğimin altı da üstü de bir karabasan kepçeler, dozerler ve sarı sarı kamyonlar bir telin ardından bakarken dünyaya tahtaların arasından ararken aşkı bir anda duvarlar nasıl da boyumuzu aşmış şaşırmak acayip bir duygu şaşıracak hiç bir şey kalmamışken birini kaç gün sevmeli insanlığından vazgeçmeden kin; küstüğün dağın odununu yakmamak diye bilinirken azrail çapraz yolculuklarına devam ediyordu... çapraz sorgulara aldım şimdi kendimi nerede yanıldık sevgilim, nerede yanıldık anne nerede yanıldık çocuklar ah azrail ben seni hep o sokağın çaprazında gördüm bilirim ki leylağı o zaman koklamışsın ve mimlemişsindir oyun havası eşliğinde bir dünya sunardı çiçekli elbiseler giyen kadınların kahkahaları lacivert olmadı gece hiç, siyah hep siyah bazen yıldızlar ve ay süslerdi gömleğini çatılara tırmanmayı bildiğim yıllardan kalmış bir kaç temmuz dutu kurumuş kiremitlerde ve kitaplar ve kitaplar ne çoktular ilk aşkımız tek heyecanımızdılar eski özlemlerim depreşiyor tek katlı kerpiç evlerde içine düştü tüm yıllarım naftalin kokusuyla sandalye ayağını çeksin düşmemeliyim halı kırmızı olsun çiçekler açsın üstünde ayva ağacı çiçeğine aşık anten bilmeyen damlarda gülebilen insanlar ellerimde yıldız tozları hangi dayak vazgeçmemize neden olabilirdi ki aşktan azrail bu sokağa girmiş midir tonlarca boya sürünmüş ruhsuz binalardan göremiyorum bahçelere karga dadanmış araba yuvalanmış değil altı, on hissim olsa neye yarar gün açarken uykular kulübelere doğru yollanmakta yorgan altından bir el kalbinin kapısında doğruyu ölünce bulacaksın bunu umuyorsan yoncalara basma, menekşelerin yangınını söndür alice git harikalar diyarından, tavşanı rahat bırak saçlarını bağladığın tokalar oyuncağın olmuşken söz verme hiç bir güne bakmadan çaprazına mor demet renginde morarır kalır hayallerin... hiç düz çizgiden geçmedi azrail, çaprazını takipten yoruldum leylak kokulu evin oralardadır şimdi, ilk iğde ağcının orada görmüştüm iddiaya girenlere mor demetler buketliyordu...
|
Naylon hayatlar
plastik sevinçler
düzmece mutluluklar, yalanlar ve talanlar.
Kerpiç evin sıcaklığı ve sağlıklı oluşu kimin umurunda, her yer anten anten iken, ayva çiçek açmaz, bahar da gelmez.
Sonra bu çocuklar, bu anneler hep kazaya kurban, hep aç adamların hırsına yenik.
.........Şahanesin sen kadın... Kalemine hayranlığımla.