GÖKKUŞAĞIŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bu şiiri yazarken gözümden yaş akmışsa vardır bir sebebi. Hep mi iyi insanlar var dünyada? Yok mu feleğin sillesini yemiş, kötü yola düşmüş, içkili gazinolarda, pavyonlarda masalara meze olmuş kadınlar... Ne gariptir ki o kadınları kötü yollara düşürenler de sonuçta erkekler. Bir kısır döngü bu. Kimbilir, belki de ben o kader kurbanı, güzeller güzeli hanımın duasını aldım da bu yüzden hayata tutundum, öldürmeyen Allah öldürmüyor. Vicdanen rahatım, huzurluyum, hiç bir kadına kötü gözle bakmadım, bakamazdım. Çünkü benim de anam var, kız kardeşim var, eşim var. Hiç bir kadın yer yüzünde kötü yollara düşürülmesin, düşmesin. Allah’ım şahittir, ben en çok onlara ağlarım. Enayisin sen diyenlere de gülüp geçerim... VMS
Dilinde yanık bir sevda türküsü, Ayağının altında iki basamaklı taburesi, Elinde kocaman bir boya fırçası, Gökyüzünü boyuyor(!) ‘Bastığın yere dikkat et! Düşersin, incinirsin, beni üzersin, ‘Gökyüzünü boyamak da nereden çıktı? ‘İn kız aşağı! Sen zaten bir gökkuşağısın.’dedim. Tebessüm etti, O an tüm sıcak renkler birbirine karıştı, Kalbime ılık ılık bir şeyler aktı, ‘Dur sana bir bakayım.‘ dedim, Demez olaydım, Ateş topu gibi yakıcı geldi gözleri, Başım döndü, Bakamadım işte, Gözlerine bakamadım, Utandım! Bembeyaz umutları, Rengârenk hayalleri vardı, Görünmüyordu ama, İçinde bir kasırga kopuyordu, Çok uzaklara gitmek istiyordu, Ama nereye? Gizli bir hazineydi o, Herkes peşinde koşuyordu, Etrafında kirli oyunlar oynanıyordu, Seyirciler alkış tutuyordu, Çark böyle dönüyordu dönmesine de, Değirmen hep onu öğütüyordu... Biliyordu, seziyordu, ‘Kim iyi, kim kötü? ’ Geceleri sessizce çaresizliğine ağlıyordu, Güneş yüzü görmeyen gonca gülü, Acımadan soldurmuş vicdansızlar! O gül ki, özünden hiç bir şey kaybetmez, Kaybetmeyecek! Gülüşleri yemyeşil bir ova, Gözleri ırmaklar, nehirler kadar derin, Kundaktaki bebek kadar masum, Yüreği masmavi deniz, Dağlar onunla heybetli, Attığı adımları kıskanır dalında kuşlar, Onadır tüm serenatlar… Kendisine sorsam ‘Vakit lazım. ’ diyecektir, Hangi vakit? O vakit, bu vakit! Kırsın kabuğunu, çıksın dışarı! Yeter ki o adımı bir atsın! İşte ona uzanan bir dost eli, Hayat çok kısa, vakit dar, Düşünmesin bu kadar, Tutsun elimi, Hiç kimsenin eli bu kadar sıcak değil... Vecdi Murat SOYDAN (Yaşanmamış Aşkların Şairi) 03/12/2013- Saat: 00.50-Isparta |