Hikayesi Yok Bu Şiirlerin..Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Sevgili Ebru’ya...
I. hangi coğrafyadan çıkıp gelmiştin şiirime kristal besleyip barındıran o kömür gözlerinle belki sarılıp yatağındaki mavi düşlere hangi çağlayandan akıp gelmiştin sesime söyle ne olur yüreğindeki gamze söyle… görüyorsun işte zamansız tutuklanıyorum görüntüne her masada yokluğun her köşede devrilmiş şarkılar hangi kente gitsem sokakları bir sana bir sana çıkar ben ağlarım sende sapsarı bir sonbahar ağlar anla ne olur bilincindeki gamze anla… nasıl bir ezgidir bu...ne çalabilmiş ne de söyleyebilmişiz bir hüzün bozgunuyum kokuyorum öpme beni uzaklaş kaldırımlar telaş...olsun sevdiğim sen yine gel bana sataş akşamdan kalma bir sarhoş aslında bu hayat ve ne vakit ayılsa üstümüze kusan gidiyorum ihalesi yok bu sevinçlerin gidiyorum hikayesi yok bu şiirlerin… kendime yeni kovulacak yerler bulmalıyım terkedecek bir sevgili yüzüme kapanacak bir kapı hiç yoktan beni vuracak bir serseri her kadın gibi sen de aynada parçalamıştın gözlerini bir mevsimdeyiz ki yaşanılan hiçbir şey yok mezarlığı sanki çiçek yok kefen yok ceset yok mahşer meydanı bomboş düzlük anılar desen kim vurduya gitmiş kara kaplı bir günlük zifir zehir bir günlük… ne demiş bir at sevdasına göğsüm bir ceset katısı sensiz bu çayırlarda beynim kan tarlası talan bağı iliklerim fırtınaların süpürdüğü sazlık vurulmama menzil var dayan gözlerim dayan gözlerim ben de dayanırım. dağı dağa çarpıp ta tepe bile etmediysek suç ne toprağın ne göğün ne de kuşların kardelenleri bahar tanrılarına verdiysek yaz ne senin ne benim ne de anıların neye gülmüşsem bırakın yüklemsiz kalsın ben havamı sulardan çekerim meraların içinde demir bulsam ben bileğin incir diye dişlerim çatlayana kadar o demiri tırnaklarımla sökerim koşumlarımdan çıkmışım dizginimi tükürmüşüm ey kancık geçitler nerede bir yıkım nerede bir göçük her karesinde ve her keresinde sek sek oynuyorum yola mayın mayına fitil fitile ip ipe boyun olmaya yaraya tuz tuza göl göle maya çalmaya...menzil var dayan gözlerim yarasalar uçarmış canıma aş tutarmış koyaklar ne çıkar ne çıkar ulan ne çıkar karaköyden bir pezevenk çıkar tarlabaşında bir yosma neyse insanoğlu ben bulaşmayayım sizin çarkınıza… menzile ne var dayan gözlerim başını çevirme geriye yorma yüreğim demiş ve düşmüş yere… şehirler düşmüş ülkeler düşmüş… gidiyorum gözlerimden gözlerin düşmüş… Mert Metin |
JEHR şiirlerinin hikayeleri yoktur.
Çünkü temada insan -her türlüsünden- var hayat yani ömür dediklerinden var okumaya başladığınızda ya bir tanıdığınızın bedenine bürünüp gözlerinizi merhametten ayırmıyorsunuzdur ya da bir hayal olup gerçeği göremez oluyorsunuzdur…
Hikaye ondan sonra başlıyordur…
’neyse insanoğlu ben bulaşmayayım sizin çarkınıza’
-şiir diyorsunuzdur-