Güneş ışıklarını her tarafa yayarak gezinirken hikayeleri yazan şehir o denizin koskocaman lacivertleri inadına umudunu çoğaltıyordu,
pembe yanaklı gün doğumu başını çevirmiş ay çiçeklerine gülüyordu,kimi görürse öpüyordu sabahın ilk saatlerinde güneş,
şehirler,dağlar ovalar kıvrıla kıvrıla uzayan yollar beyaz badanalı evlerde kırmızı damların gerisinde ne çok şeyler yaşatıyordu soluk aldırırken

işte o annesinin anlattığı hikayeler dahada netleşiyordu bu şehirde, çok güzel bir kadın olan annesi anlatmıştı ne bildiyse,bu şehirde kıyıları olan deniz kim bilir daha bilmedikleri nelere şahit olmuştu.
denizciye aşık genç kız,aşkı için devasa topraklarını terkedecekti,


aşk denilen şey zorları seviyor olmalı diye düşündü,adı kolay yazılsa da yaşanması işkenceydi galiba ,gülümseyen sabaha günaydın derken zafer işaretiyle kalkıyordu
o pembe yanaklı bebeğin annesi inatçı araştırmayı yazmayı seven kadın Viviana..

HİKAYELERİ YAZDIRAN LACİVERT ŞEHİR

Sakın korkma Elisaveta
ısıtarak ellerinden tutacak güneş gün doğumunda
dilinde yine o neşeli çocuk şarkıları koşacaksın bayırlarda
görüneceğim uzaklardan beyaz yelkenli ile el sallayacaksın bana
özlemlerin tokadı acıtamayacak o güzel pembe yanakları
ayrılık acısı kısa sürecek koşarken kollarıma
ben gelene kadar sakın boş durma
hadi uyan mutluluğun resmini çiz inadına mavilere boya
unutma acı tatlı bir dolu hatıralar bırakacağız sonunda
sevinçler hüzünler dalgalanacak arada hoyrat denizin fırtınalarında
olsun sen ve ben olacağız mutluluğu zorlayan masallarda
düşlerini sakladığın kutuyu sakla ben gelene kadar sakın açma
sadece kıyılara vuran dalgalar dolaşsın o çıplak ayaklarında


BAK O
LACİVERTLERİNİ GİYİNEN ŞU ŞEHRE
SENİ VE BENİ YAZDI HEP İÇİNDE
AMA ÇARESİZ ŞİMDİ
İÇİ ACIYARAK UĞURLAYACAK BİZİ
DENİZLERİN DİĞER ÖTESİNE

ELİSEVETA..

ROMANYA DAN BİR BÜYÜK ANNENİN AŞK HİKAYESİ...