1
Yorum
9
Beğeni
5,0
Puan
237
Okunma
Ah be güzel kadın ah be mazlum bakışlım.
Dilimde son kalan rezil rüsva kaldırım cümleleri .
Bir dolu imla hatası sabaha çıkar mıyım bilmem?
Körleşti artık düşlerim
el yordamıyla anlamaya çalışıyorum her şeyi .
Dışarıya doğru baktığımda buraları yabancı sanki
anlamsız bir soluğun ötesinde sökülmüş hayallerin tabelası.
Bir ev çok eski ama hala çok bakımlı.
Fularlı kibar adamın iki parmağı arasından oynuyor perde,
Tehlikeli bir şey duymak istemiyor tiksinti var içinde
Perdeyi geriye doğru verirken hızlı.
Köreldi düşlerim el yordamıyla anlamaya çalışıyorum artık her şeyi.
Ruhsal özgürlüğü pazara çıkmış bir kadının
beklenmedik bir simya gölgeler oynaşıyor
Etrafındaki karanlıklar çıplak bedeninin utancı.
Ay bir balon gibi sanki gökyüzünden son kere süzülürken
Ah yine fokur fokur ölüm kaynıyor
cehennem gibi olmuş şu şehirler şu bezgin insanların ayak seslerinde .
Şifa bulmak istiyor sanki bir simyacı evrene .
Boyundurluk geçirmişler sanki ense köküne .
Kurbanlar kurtulamıyor .
Kan kırmızı rugan ayakkabılarının altından duyuluyor
yüksek topukluların tıkırtısı eskiden bu şehir ne de alımlıydı .
Ah be Kumsal’ım ah be kadınım.
Derin bir iç geçirdi o kaptan .
Kalbine hapsettiği ses
damarlarından alkol ile yaka paça azat etmiş olmalı
birdenbire irkildi .
Başını çevirdi,
omuzlarına değen titrek bir kadın elini hissediyordu şimdi .
O an sihirli bir seramoni aşk diye ruhuna değdi
Kuşadası’na gelen
Kaptan aslında yalnız değildi ...
5.0
100% (5)