Sükut-u Kalem
Bir sükûta gömüldü hiç susmayan kalemim
İlhamımı yitirdim bağım koptu heceden Günbegün büyüdükçe hasret denen elemim İntiharlar düşüyor kısmetime geceden Ayrılığın acısı ölümden bile yaman Sanki Nuh’un tufanı umutlarım toz duman Ve cevapsız sorular sıralandığı zaman Kıyametler kopuyor beynimde düşünceden Yıllar alıp götürdü gülümseyen yüzümü Bir hasret zindanına mahkûm ettim özümü Bildiğim tüm fikirler bulamadı çözümü Aklım artık pes etti bu zorlu bilmeceden Aynalarda bir ömrün vedasını izlerim Bir kahkaha içinde bin gözyaşı gizlerim Enkaz olmuş bedeni taşımıyor dizlerim Ben kendime bu kadar yük değildim önceden Bir bilseniz yüreğim içinde neler saklar Hicranımın belgesi saçlarımda ki aklar Görünen o ki beni ancak musalla paklar O nihai encama yürüyorum inceden Her şeyimi kaybettim yere düştü gururum Sanki bir yetim gibi boynu bükük dururum Allah günah yazmasa ben kendimi vururum Böylesi yaşamanın farkı yok işkenceden Mutlu Aydurmuş |
saygılar yüreğinize...