Kırktan Sonra
Yıllar sonra çağlayıp yıktım gönül bendimi
Döküldüğüm Irmağın naza kıyısı çıktı Mecnuna heveslenip çöle vurdum kendimi İlk adımda karşıma kutup ayısı çıktı Ben rüyamda görmedim böylesine afeti Paçasından damlıyor haspanın zarafeti Fazla uzun sürmedi gözümün ziyafeti Bakışımı sezince küfrün iyisi çıktı Gıdısından bir buse almak idi muradım Nice taklalar atıp bir pundunu aradım Façayı yenileyip saçlarımı taradım Jöle diye sürdüğüm Sığır Mayısı çıktı Kafama koyduğumu bir şekilde yapardım İnadını kırarak yüreğini apardım Israr ettim, dil döktüm randevuyu kopardım Düştüğüm o gözleri gayya kuyusu çıktı Bir buseden ne çıkar öpeyim dedim biraz Nazlanır sandım yine hiç etmedi itiraz Yanakları elmaydı, dudakları al kiraz Nasibime nedense kurtlu kayısı çıktı Usul usul soyundu işte beklenen gündü Saçlarına sarıldım sarı siyaha döndü Gözlerine bakınca bütün iştahım söndü Maviş gözler elanın üç ton koyusu çıktı Saçındaki aklardan utan dedi ukala Dedim cami yıkıksa mihrap ayakta hala Kırktan sonra azanın sonu belli pekala Ecelin yakın dedi aşkın büyüsü çıktı Hiç aklımdan çıkmıyor sırıtarak gidişi Muhallebi yiyorken kırdık son azı dişi Ölsem hayırlı dedim o pamuk bozdu işi Çünkü köyün imamı kızın dayısı çıktı Mutlu AYDURMUŞ |
Şahsen günümün şiiri dedim, tebrik ve takdirlerimi bırakıyorum.