YAŞAMDAN BİR GÜNCE
Kelebek giyinmişti gözlerine
Bu yüzden titrerdi kirpikleri İnsana her değdiğinde... ...................................... Sıradandı o minübüs ,dardı zaman Tam oturmuştu ki üç kuruşluk keyfe İki çocuk bindi Eylül bozumu öykülerin yitiğinden Çıplaktı ayak izleri Ve gözleriydi sızlayan Karıştı hiç yokmuşları fısıldayan akıllar Tuhaf bir rahatsızlıktı bilincine peydahlanan Ne oldu şimdi,ne var Çıplak ayaklar dokunuyordu yüzüne Minübüsün zemininden Kısaltılmış ömürlerde hep yüzsüzdür keder Çoğalır öyle hercaiden Umut Maviyi unutmuş Fark ettirmeden konmuş bir gülüşün yanlışlığına Oysa Kendilerine sağır bir atımdı Dudağını büker O ötekiler Değme geçmişe ey ten Hatıra neyine sen gibilerin Kahpedir bu coğrafyanın sızıları Ve güzel olmaz acının yüzü Ne çeşit gülmeli Ne çeşit ağlamalı İsmini yitirmiş bir soytarıya dönüşürken Çıplak bir ayağın bastığı yerden yaşam Ne çok utandın ezberinden Yalnız kelebekler ölmez uçmaya doymadan Çocuklar Gurbetçi turnalar Ne güvenirsin o dağlara gözleri mor şahan Gündür Gelir Vurulursun semaya açtığın en aşık kanadından Çocuklar Çocuklar hesap soracaklar avcıdan Onlar ki çoğu kez Hüzünlere sarmalanıp gittiler dünya denen pazardan Sen,şişşşt sen Nasıl uyuyorsun Onca kıyımı bırakıp kilitlerin ardına Uyan,hadi uyan Etinin duvarlarına sakladığın zulüm Çürütür tenini yalan yalan Kan dökeni de öldürür zaman Deli akar umudun nehri Can bulacak ölümü çıplak çocuklar Bir gün... İnan! Saadet Yıldırım |