SIKINTI
Serseri bir zaman gelip çattı
Issızlaştıkça kalbim ıssızlaştı Karabasan düşünceler aştı Ismarlama teselliler sıktı Ne yaparım demeye kalmadan Tumturaklı cevaplar karşıma çıktı Isıtmadı gönlümü hiçbir cevap duvara tosladı Yersizlik adına ne varsa başımı sardı Irak durun benden diyemedim kalbim sıkıştı Sevgilerin dozunu kaçırmışlar diye duydum Istıraplıdır sevgi yolu deyip koyuldum Köşe bucak, dolambaçlıydı her şey yoruldum Işıksız yollarda ben de çamurdum Şeker misali eridim, artık yağmurdum Ters köşeye yatırılmış düşle burkuldum Ikıntı sıkıntı sararken bedenimi, duruldum Razı olmadığım düşüncelerimi bir kenara koydum Mutluluk oyunlarına koyuldum Alıp başımı gitsem diye bir türkü tutturdum Damdan dama atlayan hülyalar kurdum Aklım yerinden fırlayacaktı, bir köşeye kuruldum Nostaljinin kucağında bir müddet uyudum Kendimi biliyor zannediyordum, yanılmışım Ukala düşlerimle dolambaçlı yollara dalmışım Rezilliklerimin farkına varmadan aldanmışım Tutkularım avucumda bana gülüyorlar Umutlar gözlerimin önünde oynaşıyorlar Labirentinden kurtul diye sesleniyorlar Aldım elime silgiyi hepsini silip geçtim Maziye gömülüp kalmamanın yolunu seçtim Akıntıya kürek çekmenin anlamı yoktu Zorlu yollara girersem, sıkıntılar çoktu Sessizlikte sessizce ses olmayı düşledim Işıklar vardı uzaklarda, bir müddet gözledim Nereye, nasıl demeden ışıklara yürüdüm Issız sokakları, caddeleri, evleri gördüm Zor da olsa bütün sorumlarımı çözdüm 20.10.2013 – İzmir Sıkıntıyı sıkıştırmadan kurtulamazsınız. |