Yârin teveccühü âlâ kılmakla Sevdiğine aşık yoksulum işte Bir gelince akla pîr takılmakla Aşıklara sebep vusûlum işte . Delice seviyor geceler beni Dertler hemen salmaz geç eler beni Derin yaralara meç eyler beni Aşka köleyim ya makbulum işte . Yanamayan ağıt bana suç atar Her kırık masadan bir âsu çatar Izdıraplar onlar bire bin katar Üzüntüden mamûl mahsûlüm işte . Sensiz çöker anıya siyâh yazım Hilal ışığında aydır beyazım Gönlüm kayar lâkin kırılmış naz’ım Yalnız kalanlara usûlüm işte . Ölesim geldi yâr bastım bağrıma Söyleştik sessizce kastım ağrıma Geçmez sözüm dahi yetim çağrıma Miskin ve usluyum, usulum işte . Sis bastı her yeri âsümanedek Sorgular sürüyor masumanedek Çetindir gelir hesap zamanedek Çıkmamışsa cândan mesulüm işte Deryada mercândan mesulüm işte
......................................... Felekler, indinde çark olsun diye Bütün mahlukata fark olsun diye Aşkın ateşine garkolsun diye Adem’den bu yana, asılım işte..........Erol URAZ
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İşte şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İşte şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
yoksul dostum bir usül değişikliği yapıp ismini ilk dörtlüğe koymuş. Dolayısıyla son söyleyeceğini de ilk söylemiş; "bir gelince akla, pir takılırım, oysa pir mir değilim sadece öyle takılırım, aşıklarda beni vuslatta sanır örnek alırlar" demiş.
İkinci dörtlüğe anlam olarak girmeden önce, oradaki bir sorunundan bahsetmeden geçemeyeceğim. Geceler ve geç eler tamam ama meç eyler olmamış yoksulum. O eyler kelimesindeki "y" harfi var ya, sırıtmış dostum. Aklımın erdiği kadarıyla derim ki o kelime yine -eler ekiyle bitmeliydi.
Gel gelelim manâya; İkinci dörtlüğün ilk üç dizesi hemen her insan için geçerli, ama dördüncü dize var ya, "bakın ben aşık değilim, aşka köleyim" demiş. Aradaki farkı herkesin kendi anlayış deryasına bırakıyorum.
Devamında "ağlamadığım zamanlar kendimi suçluyorum" demiş, "ve her şey o kadar karanlık ki benim için, bildiğim tek beyaz aydır" diye sitem etmiş kadere. Yalnızlığı o kadar net ve derin hissetmiş ki, kendini yalnız hissedenler eğer benim gibi değillerse yalnızım demesinler demiş.
"Yaşlandım, ölüm yaklaştı, sözü var gelecek ama aha şuramdaki ağrıma rağmen halâ sesimi duyup gelmiyor. Oysa miskinleştim, uslandım ve artık iyice yavaşladım...."
"Artık her şey puslu, gerçekte de mâna da da hiç bir şey net değil, kendimi sorguluyorum. Bu sorgulama o gün ki sorgulamanın yanında çok masum kalır biliyorum. Ancak ölüm vakti gelene kadar mesulüm... Ta ki, takındığım süse kadar" demiş...
Eh yoksulum, bende diyeyim ki;
Felekler, indinde çark olsun diye Bütün mahlukata fark olsun diye Aşkın ateşine garkolsun diye Adem'den bu yana, asılım işte...
BAZI uyumsuzluk harflerin yerine uyması açısından aynı bazen bozabiliyor saçmalatıyor üstadım işte ses uyumu bazen ön plana çıkabiliyor bir şiirde biri geçmemek kaydıyla
Değerli kardeşim.Hayat denilen bu evrende biteviye devam eden koşturmacalar.Bazen çemberin daraldığı ve insanın boynuna bir kement gibi atıldığı zaman dilimleri,insanı boğar, bunaltır. insan bu bunalımdan çıkmak için çabalar durur.Ardından günün yorgun argın küheylanlar misali koşturulan karmaşasında zamana yenilen dakikaların son dilimleri artık içteki mücadeleler kötüden kurtulup iyiyi bulma zamanları gelmiştir.bu içteki iki güç yarışmaya başlar. bu yarışmanın başlangıç noktasıyla başlayan ve günün son ışıklarıyla bitmeye yüz tutmuş hayat zamanlarında iyilikler galip yarış bitmiş ve iyiler gelip gelmiştir. sayın arkadaşım şiiriniz çok güzel ve çok anlamlıydı.kutlarım.
YETMEZ MI? Ask seni harab etmez mi? Takatini tüketmez mi? Sendeki ates bitmez mi? Yetmez mi gönül, yetmez mi?
Askina yoktur enzade, Aklini aldi o taze, Aleme oldun kepaze, Yetmez mi gönül, yetmez mi?
Yar yoluna baktirdigin, Uykusuz biraktirdigin, Ask yüzünden çektirdigin, Yetmez mi gönül, yetmez mi?
Hangi derdimi sayayim? Aska nasil dayanayim? Yandim, daha mi yanayim? Yetmez mi gönül, yetmez mi?
Gögsümde tikanir sesim, Yok yasama hevesim; Ben bir dermansiz bikesim. Yetmez mi gönül, yetmez mi?
elli santim eni biryetmiş boyu yağmura son toprak kokutur tenim zaman o ki yerle bir etmiş soyu bilmeyene el Hakk okutur tenim . askerlik değil bu def edişlik sığmazdım dünyaya çok küçükmüşüm mechullere doğru belde fetişlik
tesfiye görmemiş ya bu da benden ilk kez siz okuyun madem.... yanlışlıkları olabülü ayrıca görüşlerinizi iliştirin bakem zahmet olmazsa....
eskilerdendi sanki o söz yaşlıydı öyle nasihat ki belaya bedel ocağı uğruna o göz yaşlıydı yakamoz bakışlar elaya bedel . sigara dibinde acı hasretler arzuhallerde inada has retler müebbet hükmünde zor esaretler okunan yüzlerce selaya bedel . doğrulmayan belim var eğrilmeye gerildim bir iğe yün eğrilmeye doğdu kalp çocuğum haz seğrilmeye kat kat sinem arş-ı ala ya bedel . cananına yolcu can uğurlansın kem göze boncukla yar uğurlansın cennet bahçeleri gülle gürlensin bir tek aşk közü bin el laya bedel . yaratıcı yari sürmüş mayama ele gelsin diye çizmiş ayama yatağına bağlı zencir hâyâma baş almaya keskin palaya bedel . bir yoksulsa eğer kul anılmalı ankalığa savruk kül sanılmalı kutsi yolda kur-an kullanılmalı mevlaya ermek çok leylaya bedel
Emeğine
Sağlık
Selam saygı sevgi sabır ve dua ile
A.E.O