Sana dair sorular...
Rüya mı?
Gerçeğin en yalın halimi yoksa varlığın Veda mı insanlara gelişin Yoksa koca bir merhaba mı? Gelişinle Bütün kalabalıkları hiç edişin Nasıl bir duygu bu sevgili Kah bir çift göz Kah bir tebessüm Kah yürüdüğün kaldırım taşlarında Duruyor zaman Çürüyor kadran Merhamete geliyor yelkovan Varlığını yok edecek kadar Uzaklaştırmıyor seni benden Bakışların Tutuşturuyor kirpik uçlarımı Tenin Yakıyor mu üşütüyor mu Bilemiyorum parmak uçlarımı Seçemiyorum bahar mı gelen Yoksa, Sen mi gizlendin sevgili Bulutların ardına Kimseler görmeden Ah Ne çok soru işareti Nüksediyor beynime Hani Yalnızca Yanımda yoksun diyerek adını koyacağıma İçimdeki huzursuzluğu hayra yorduğum geceler Yakar mı cehennem Koynun kadar sevgili? Yoksa üşür müyüm Soğuk kış geceleri Çatı altlarını yuva bilen Serçeler gibi Sahi Cehennemi koynun gibi yakmaya Günahlarım yeter mi? Azraile desem Canımı ondan önce sana bahşettiğimi Kıskanır mı azrail seni? Cenneti seçer mi gözlerim Suretini gördükten sonra? Mey ırmağına varır mı ellerim sevgili Aşk şarabını Dudaklarından içtikten sonra? Ah Öyle yaman sorular ki Cevaplarını bile bile Yeniden yeniden zikrediyorum Sana dair her sorum Sana yazılmış sonum Senden sonra Durdu zaman Silindi ne varsa Ardımda kalan Seninle her şeye Yeniden isim veriyorum Kahveye sen diyorum mesela Fincana ben Hiç bir dost eline yanaşmıyoruz Kırk yıllık hatrımızı gözetmeyen İşte böyle Sen bana geldin Ben yeniden doğdum sevgili Evet Bendim bana geldiğin gün İlk doğan bebek Sana açtım gözlerimi Ve senle öğrendim konuşmayı Rabbim, Sana şükürler olsun diyerek... -HAZAL- |