VEDA'N SOĞUMUŞ...
Eee şair olmadı bu gidiş
Yarım kaldı bir şiir Daha kapanmamıştı, Avuç içlerime attığın dikiş. Kabuk bağlayamadan sol yanım Ölemedim, içten içe kanadım... Sonra, sonra şiirler bastım yaralarıma Tuzdan daha yakıcı Camdan daha keskin şiirler... Öldüm bi ara inanmadılar Sevdim bi ara, sevdim evet Yine inanmadılar Avaz avaz sustum duymadılar Cesedim çürüdü bir vakit Eflatun defterin sayfalarında Alıpta toprağa koymadılar... Anlatacak ne çok şeyim var Gelsene yalnızlıgıma, İki veda söyleriz. Benim ki biraz demli Anlatırsın dinlerim Çözersin, izlerim dilindeki mühürleri... Bilirim zihninin duvarları dikenli telli Dokunmam avuç içlerindeki mayınlara Susarsın susarım ardın sıra. Uzun sürerse, iki veda daha söyleriz. Şiir okursun belki bana Ya da masallar anlatırım Şehrazat gibi, geceler boyu sana Polyannadan başlar bize kadar gelirim Bilirsin Polyannayla yarışır Sen kokan dizelerim... Gerçekler mi? İstersen bosverelim ... Dikenli benim gerçeklerim Susarak hecelersem, bin gece eskitirim. Sevdalar gördüm, sevdalara dokundum Maviye bile dokundum bi ara Şiirler gördüm, ağlıyorlardı Dokunmadım, Dokunsam kanayacaklardı İnsanlar gördüm yanıyorlardı. Üflemedim, üflesem kül olurlardı Ölümler gördüm gözlerimle Hare çatlaklarima kadar işleyen. Göz yaşlari gördüm süzülemeyen... Eli sıkılacak dostlar varken Vaad edilecek umutlar varken Bir gece ansızın Ve hiç tıkırdamadan kapımda beliriveren Ölümler gördüm yas gerektirmeyen... Kapamadım kapıyı, kapasam isyan olacaklardı... Siyahlar gördüm mavi nedir bilmeyen. Bir de seni gördüm. Gerçekleri masal diye dinleyen... Vedan soğumuş içmeyecekmisin... Bir kaç yüzyıllık daha şiirim var dinleyecek misin? -hazal- |