9
Yorum
8
Beğeni
5,0
Puan
3457
Okunma
O’nunla ölümlerin adamlığını paylaşırdık
Askerlik arkadaşıydık
Salacak’ta sanki intiharlarla oynaşırdık
Tüm sevgilerden ve sevgililerden uzaktaydık
Salacak akşamlarında sıla kokularına bulanırdık…
Aynı şarkılarla ölürdük Salacak’ta ikimiz
Yere bir çilingir sofrası sermişiz
Güzel marmara şarabı içmekteyiz.
Tek sırdaşımız olurdu gecemiz
Hiç eksik olmazdı ve bir de,
Tabaklarımız da mehtap yansımalı mezemiz…
Kaçamak yaparlardı gökyüzünden habersiz güya
Yıldızlarda üşüşürlerdi ara sıra
Başıboş sallanan servi dalları arasından sıza sıza
Müthiş bir görüntü tadı uzatırlardı
Ta yıldızlar dünyasından gelip çilingir soframıza
Tepemizden ise ay ışıkları yağardı
Ortak gurbet olurdu acılarımıza …
Salacak sırtlarıydı baş cehennemimiz
Öylesi geceler de biz
Ne ölüyüz, ne diriyiz
Ama daha çok da ölü gibiyiz !
Sadece Salacağ’a konuşlanan
Sevenlerinden uzak iki benzer kişilik kardeşiyiz...
Bu yüzden benzer şarkılar da ölüyorduk
O Antalya’dan savrulmuştu Salacağ’a
Benim ise Adana’dandı başladığım ilk yolculuk
İmdadımıza yetişirdi transistörlü radyomuz
Uyardı içsel hikayelerimize radyonun nağmeleri çokluk
Şaraplarımızı fon dip ede ede kahrolurduk !...
Belki Salacak Salacak olalı
Bizim gibi iki yürüyen ölüye hiç sahip olmamıştı
Gözle görülmeyen, elle tutulmayan
Sessiz hıçkırıklarımızın sağanak yankıları
Sürekli Salacak mezarın da olta atardı…
Transistörlü radyomuzun nağmeli feryatları
Yüreğimize su yerine sanki ateş taşırdı
Şarkı ilkçe “ufacık tefecikti” diye başlamıştı
Devam ederken şarkının harlı yangını
“Yemyeşil, yemyeşil gözleri vardı” diye de
Asker arkadaşımın yüreğine kurşunlar fırlatırdı !...
Katilimiz birden çoktu bizlerin o zaman
Sinsi sinsi ve tüte tüte sokulurlardı anılar içki soframıza
Peşine takılırdı ayrılık duyguları arkasından
Nasıl dayanılır ki gurbetin kahrına o zaman
Hele bizler gibi olursa sevdiklerinden ayrılan
Ve gurbet kıskacın da kıs kıs kıvranan !...
Özlem mesafeleri binlerce kez katlanırdı
En kısa mesafeler uzadıkça uzardı
Çanlar o zaman sevdiklerinden ayrılanlar için çalardı
Sıladan çakılan en küçük bir kıvılcım
Gurbette içimizi alevlere boğardı !
İntihar yerimiz ise baştan beridir yine Salacak’tı...
”Yeşil yeşil bakar” derdi arkadaşım bana
Söz ederken sevdiğinden yana
Felaketi olurdu arkadaşımın o söz bir an da
Şarkıcı tam şarkının “yeşil” dokusunu savurunca
Yeşil yeşil yerleşirdi sanki o şarkı
Asker arkadaşımın şah damarına !…
Karanlık olarak dökülürdü o zamanlar hep
Salacak gündüzlerin de bile ruhumuza tüm açık renkler
İnsanın peşine bırakmayınca derin özlemler
Haliyle asker arkadaşımın da benim de
Sevdadan yana dertleri gün geçtikçe biriktiler
Neyse ki vuslata uzanan diğer günler,
Bizlerin “dertleri zevk edinme” başarısıyla geçtiler
Yoksa yetişir miydi ki hiç vuslata dek ömürler !?...
X
========================
========================
+İSMAİL HAKKI GÜRCANOK+
========================
== İST. / S A L A C A K ==
5.0
100% (13)