N A C İ Y E....
( I )
========= Hem cinsleri kendi mutluluklarıyla sevişirken Gün çaldıkları geceler de felekten Kömür toplardı is kokulu Çengi Naciye Yaşadığı şehrin tren istasyonun da o hemen her gece… +++ Pek fazlaca esmer değildi Siyah beyaz alacasına çok yakındı teninin rengi İyice karartırdı ama yine de kendisini Raylardan kömür toplarken etrafın da ki is lekeleri… +++ Kış sert geçecek demişlerdi Hemen her kış geldiğinde söyledikleri gibi İnsanların okşamaya hatta okşanmaya Firar ettikleri geceleri O hiç gönlünden geçirmezdi Çalışıp kömür toplamaktan buna fırsat düşmezdi… +++ Başına kaldığı için geçim derdi Her türlü arzularını ertelemişti Güzel çengi Naciye’nin geriye kalan vakti Galiba istese bile aşk’a yetmezdi… +++ Hele sağa sola yalpalayan alkollü insanlar yok mu Karanlıkta üzerine kapaklanırdı onların pek çoğu Kim bilir kaç gece yaşamıştı çengi Naciye Kendisine sarkıntılık olarak saydığı bu durumu Kömür rengine dönsün istemiyordu çünkü namusu... +++ Gençlik arzularını dahi feda ettiği böylesi geceler de Hayata karşı onun içi hınca hınç öfke dolu olurdu Üstüne yıkılan şarhoş insanlardan kendini korurdu Ve bunun için ellerini yumruk yumruk hep hazır olurdu Geri dönüp dönüp ırz düşmanlarına vururdu ha vururdu ! Hepsine de henüz dünya gelmemiş küfürler savururdu... NACİYE (2) ========= Çengi Naciye !... Bazı günler küçük çapta ekstrelere de takılırdı Göbek atma işinden de ekmeğini kazanırdı Mahalle insanlarının bazı özel günlerin de Kına şenliği, asker uğurlamaları falan gibi işte Ufak tefek işlerdi ona göre Ama boş gecelerin de Kendisi yine kömür işin de !... +++ Sert geçecek bir kışın emareleri belli olsa da Kesin kararlıydı o bu defa Kömür işiyle meşgul olmayacaktı artık Hele ki de bir aşk konusu açıldığın da Hemen fark ederdiniz kırık bir aşkın izlerini onun Sessizce haykıran yüzüne baktığınız da… +++ Çengi Naciye’nin yüreği olurdu o zaman da Sanki kızgın bir tava da !... Sevmekten çok korkarmış dediğine bakılırsa Demek ki yitik aşkı sönmemiş henüz daha… +++ Bu konuda duyumlar şöyleymiş; Mazide yakışıklı bir çeri başını sevmiş Karşılık görmemiş Duyguları haddinden fazla örselenmiş O yüzden artık gönlü aşk’a küsmüş… +++ Sevmelere bin tövbeler etmiş Etmiş ama galiba aşkını unutmaya gücü yetmemiş Son çare alıp başını uzaklara gidecekmiş Sevmediği biriyle nikahsız eğleşecekmiş... +++ Ekstra kahrı, Kömür karası, Tren İstasyonun da sarhoş naraları, Üstüne doğru yıkıldı yıkılacak o alkollü insanları Çok geriler de bırakmak istiyormuş Yani unutmak istiyormuş Ve ancak öyle gerçek olurmuş Tüm kahır yüklü akşamlardan kopuş !… +++ Aynı hayatın devamı halinde, bakarsın uğursuz gün de Ya bir ekstre bitimi dönüşün de Ya da kömür toplama işin de Çoğu gece geçtiği karanlık sokakların birinde Bir sarhoş sataşması marifetiyle Kim vurduya gidecektir bir gün belki de Eninde sonun da bizim çengi Naciye !.... +++ Çengi Naciye !... Nihayet çok arzuladığı uzaklara gitti Hem de öyle uzaklara gitti ki Gidiş o gidişti Zaten o gidiş onun son işiydi Bir başka gün de baktık ki bizim bahtsız Naciye Gazetelerin üçüncü sayfasını iliştirilmişti Maalesef o artık kalleşçe işlenmiş bir cinayet haberiydi !... +++ Gittiği yer de topladığı kömürleri ekmeğe çevirdiği Gecelerden bir gece Namusunu yürek cüzdanına sıkı sıkıya saklarken Birkaç sarhoş onun güzelim varlığını mundar etmişti ! Naciye kirletilip daha sonra da Kalan enkazı karanlık bir sokağa sürüklenmişti Soğuk bir kaldırıma boydan boya serdirilmişti !... +++ Ah ki ah Çengi Naciye !... Onun tek suçu ekmeğinin esiriydi Ateş olmayan yerden duman çıkmazdı derlerdi ya hani Demesinler diye işte ona da aynısını yani O hep gönlünde yatan doğru insanı bekledi En körpe yıllarını onu beklemekle geçirdi Oysa çok insandan kendisi daha mertti Ve herkesten daha da çok namusunun bekçisiydi… +++ Çengi Naciye henüz değmemiş gönlünü de O güne dek hiç kullanmadığı bakir hislerini de Sonun da toplayıp götürdü gittiği o ebedi yere Nurlar yağıyordur dilerim ki şimdi mutlaka, Nurlar yağıyordur inşallah onun o pak yüreğine !... X ================== ================== İ . HAKKI GÜRCANOK =================== |