camları açık bakmalar.....sabah gözlerine değdiğinde gözlerinden sabahı çalarsam ah etme kifayetsizce gözlerin çok güzel...! namluya dayanmış gibi duruyor karşımda gözlerin arkanda akıntılı saçların ve tepe taklak ay sarıyor kartpostalı ziyan aklımı sektelere uğratma mum ışığı gürültülü bir dalga zaten duvarda ayağa kalkıyor ruhumun sevimli cüssesi ve baktığın her bir santimi voltalıyor, sakın kırpma siyah mevsimlerini şuan ağrıyor her/bir hücrem gözlerindeki ses iklimler devşiriyor ben korunamıyor/um..... saplantılı alıyorum avucuma vazodaki sevişmeleri gözlerim kapalı bırakıyorum eteğindeki buluta gözlerin hala mazlum bir halk gibi hem göçüyor hem yanıyor toprakta acıyor kıvamında közle/şen kutsal arzu sakın birde gülümseyişini kondurma buğday dağlarına zaten ezberim deli, sürgüne beni kanatma.... perdesi yalın gece eserek dokunuyor bir köşede reçel koyuluğu sen bir köşede tutanaksız siyah nem kapı gıcırtısından titreyerek baktığım gözlerin ekimden yağmur serper diyorum şimdi donuk bir matlık/ta tahtadan masa deniz kenarı gözlerim kapalı oturduğum bir ayağı teslim sandalye kağıtlar vuruşuyor cümleler fırtınasında kalemden mermi ve irkiliyorum gözlerin harfler üretiyor şiirlere..... yeni bir zaman açılıyor cinayetsiz bir şarkıya melodramlar akarken camın yassı serinliğinde kapanıyor perdesi tek bölümlük senaryonun sahnesinde oyuncular bir çift göz rihter ölçeğinden bakan hafıza kaybım milattan öncesi bir İsa daralıyor sokakta bir pusu ve ben en kırık düşlerin yorgunu duruyorum karşı sipersiz gözlerde..... gözlerine bakamadığım o en muhteşem her ana.....gözlerin atlantis...! |