sevdik...
zemherilerde kıyama durduk
buz kesti göksu saçaklarımızdan döküldü cemreler şaşkın umarsız dokunurken kardelen masumiyetine... nisan kaçkını yağmurları baharlardan yağmalayıpta biz yağdırdık... balıkcı kasabasını yakıp yıkıp sevdamızla yağmaladık dağ başlarında çoban ateşleriyle çoğaldık buz kesmiş düşleri alev alev yaktıkta boy verdik... eski masallardan bir varmış çaldık bir yokmuşu fi tarihinde unutup lal kesilmiş lirik türkülerle coştuk... toprak kokulu avuçarımızı acıp yedi renkli gökkuşağı altından geçip sevinçlerle sevda diledik yakarışlarımızla arşa uzanıp göz yaşı döktükte... küçük harflerle büyük cümleler kurduk dualarla yüz sürüp sonsuzluğun gölgesine avuç dolusu aminlerle sevda diledik sevdik sevildik cennetler istedik cehennemler gibi yanarak... ağladık hiçte gökyüzünden utanmadık güneşten hiç korkmadık üzerine üzerine yürüdük... sevdik sevilmekten de korkmadık inadına sevdalandık... mahşere yürür gibi sol yanımızda mağrur deli sevdamız gözümüzü karartıp başımız üzere ölümü aldık yazdan bozma kıştan kırma beşinci mevsimde yürüdük ... Hasan ODABAŞI |
sevilmekten de korkmadık inadına sevdalandık..."
öyle olmalı zaten değil mi
insan şefkatten, merhametten korkar mı
korkulur mu hiç aşktan..
tuhaf..
korkup kaçıyorlar
sonra yıllar sonra geri geliyorlar aşklar da bir egzantrik oldu..
sıkılınca yolla
boş kalınca düş yollara ara..
çok çok güzeldi değerli ağabeyim
saygı selam hürmetlerimle...