sen hiç ağlamamış gibi gül
uçurum kenarında
bir tutam papatya kadar mahzun hiç olmuşluğum dan utanır avaz avaz çığlıklarım sana dair sessizliklerim oysa dudaklarım mühürlü dilim lal kuytularında yankılanır sessiz çığlıklarım... ölesiye sensiz ölesiye sessiz pencerenin camında kalmış bir yağmur lekesi kadar çaresiz duyulan sen sonrası yürek kuytularıma gömülmüş infiallerin illegal haykırışlarımın çığlıklarımın iniltisi... sancılı yıllara birde aşılmaz o kasabanın taşlı tozlu yollarına inat yeniden doğmak için göksuyu ateşsiz yakmalısın yeniden yanmalıyız... yok yok sen en iyisi sil unut beni benli çalınmış cümlelerine bir nokta koy şakaklarıma düşmüş aklarımı yüzümdeki derin çizgilerime sinmiş acılarımı yok say ... senin yağmurların ıslatmaz artık beni yalnıızım çöllerde kavrulmuş kum tanesi kadar ümitsiz olmayan gölgeme başını yaslayıp ağlama sakın yok say yok unut beni... say ki hiç yaşamamış hiç var olmamışım ve sen beni hiç sevmemiş gibi gül öyle gül ki hiç ama hiç ağlamamış gibi... şimdi unut beni yum gözlerini uyur gibi son kez düşeceğim gözlerinden sevinç yaşın gibi... sen hiç ağlamamış gibi gül ve ben seni hiç tanımamış ve seni hiç ağlatmamış gibi unut beni... Hasan ODABAŞI |