SABAHA ÇEYREK KALAYolcuların uğramadığı saatlerdi Yeni hanların kapıları açık Ne yolcu vardı ne de geçen Açıktı kapılar ardına kadar Karanlıklar adam boyu… Kuytulara yapışmış salyangozlar Giremiyor aydınlıkla rezonansa Koca feryatlar küçük suskunluklar yaratmış gecede Beli doğrulmuyor zarafet yüklü hoşlukların Her yerden damlıyor karanlık geceye Katran gibi isli kara Avuçlar kapalı, gönüller örtülü Yürekler kederli, insanlar kibirli. Herkes derin uykuda… Hezimettir içlerinde… Ceplerinde kazandıkları Zihinlerinde çakılı kaybettikleri Bir yalnızlıktan bin kalabalık doğar, Karanlık zengin, boşluklar andan üryan Cirit atar kahramanlıklar Yalnızlığa perçinlenen kaç keder iniyordu Kalemler atlıyordu kâğıtlara bir yazma, yazılma sevdası Yeni dramatik cümlelere eşlik eden edene Nezaketler fay hattında İyiliğe siperli düşler darağacında ipek urganla asılı Umutlar yitik bir çığlığın ardında saklı. Kalakalmış körpecik bir umut lambada Lamba söngün, ışıklar uykuda Körpecik umut tek başına “geç” diyor polis “yeşil ışık yanıyor, geç karşıya” Uykuda gecenin elleri Kör belki de sağır bir yerleri Geniş karınlı geceler Başka türlü hiçliklere gebe Yorgunluk damlıyor geceden Bir yerlere sığınma çabası yüreklerde Sığınaklar küflü, kuytular kalabalık Tık yok kimsede Gece engin. Tütün dumanından zifiri akıyor Bir eli cebinde Diğeri ile zehri soluyan Bir adam sokakta… Üşümüş… Ceketine sokuluyor yürüdükçe daha… Nereye gideceğini bilmez, adressiz Zaman sabaha çeyrek kala Kuytular bile zifiri bir nefes soluyor Sığamıyor geceyi avuçlarına alanlar kalıyorlar ayazda Yürek kapıları kapalı Can evleri sıvalı Başka hoşlukların seyrine dalmış kimisi Asi rüzgârlar düşse de geceye Başka fırtınalar başka diyarlardan gelenin yolunu bekler Bir firar yükselirse de zamanda Uçamaz devrilir kanatlar Yol yakın lakin varılmazdır gecede Bir horoz sesi kucaklar geceyi sırtından Loş gecede tırsak adımlar Dağılır feryat sonlanır boşluklar Gölgelerde bir seyr-ü sefer Gecede yol alma telaşı Bir trenin acı çığlığıyla İner günün ilk ışığı Dağıtır karanlıkları Sarar tüm boşlukları İner binlerce altın ışık… İncecik… Saat sabaha bir kala yoktur karartılar Boşluklar yırtılır sabahın narin sevgi dolu ellerinde Bir telaş, bir kalabalık Sabah gülümser “Yapacak ne çok şey var” “Kalkın” der insanlığa “Kalkın, doğun dünyaya…” maide özgüç 16 Eylül 2013 |