DÜŞ DEFTERİ
Hatıralarını sakladığım
Ve her sayfasını yağlı boya ile süslediğim Beyaz sütünlara bakınca, Dağlanmış bir keder ve Yorumsuz bir meşakkat sarıp sarmalıyordu Kendine sıkıca.. Ansızın düğümleniveriyordu ince bağırsaklarım Sonra hücrelerim tuz buz oluyordu Yani şafağım karanlık Bedenim ise kaygan musalla taşının üstünde Söğüt ağacının ince yapraklarına benzeyen bir çift siyah ibrişime asılı kalıyordu… ne zordu bi bilsen baş köşeye astığım resmine bakmak.. ar duygularım ve yenikliğim, sulu sepken akan gözyaşlarımdan belli oluyordu.. birden donuklaşıverirken endişeli bir hüzün kapaklanıyordu yüzüme.. yorulduğumu hissediyordum.. bunun adına bir yığın hatıra hata bir yığın özlem diyebilirisin… adı sende kalsın gülüm çünkü hatıralar, insanın içini kemiren bir aşk mektubu gibi paramparça etti beni… yüzümün rengi güz mevsimi gibi günden güne değişiyor… ara sıra yağmurlu, bazen bulutlu, bazen de dudaklarından çıkan fırtınanın ıslığı çalıyor kulaklarıma ama nedendir güneşli gün görmüyor sonbahar dökümlüğündeki yüzüm.. oysa henüz dün gibiydi alışkanlıklarımız yaşadığımız ve yaşayabildiğimiz tüm sıcak anlar birdenbire ne olduysa bilmiyorum geceler zifiri karanlık oluyordu, uyku tutmuyordu gözlerimi sanki birileri gece ile gündüzün akışını kendi lehine çevirmiş, zamanla oyun oynuyordu... Acaba sen miydin tüm bunları yapan Acaba sen miydin şafağa engel olupta karanlığı isteyen hayır diyecek ve kendini aklayacaksın korkma!!söylemekten çünkü ben gidiyorum aynen sonbahar gibi sonrası hiç!!!!oluyorum... |
duygularınız dizelere öylesine yakışmışki ruhla bütünleşip güzel bir çalışmaya dönmüş...
selamlar ve saygımı gönderiyorum...