24
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
974
Okunma

Artık yazar mı bilmem seni satır ve kıta
Siyah beyaz karıştı gri sana elveda
Fasl-ı hazân vaktidir hayâllerde inkita
İçimde ki benim sen ,sana temelden vedâ
Gece kör gece sağır yok ay yüzünde resim
Çığlığında zamanın sahte gülüş ve riyâ
Ayna kırıklarında kuru yaprak bir cisim
Odamda ki lambada can veriyorken ziyâ
Şimdi sessizlik vakti sensizliğinde nefes
Seni sana bıraktım gölgeni al öyle git
Kapalı kapıların azadlığında kafes
Kalp çilede müebbet üstünde dikenli çit
Bir hıçkırık tufanı belki maziden kalan
Ya da üç beş tebessüm gözbebeğinde yara
Gün bitti yarını yok bağ bozumunda yalan
İçinde ben olmayan senleri sen de ara
Borsa da şimdi rüya tahtaları kapalı
Ayrılık tavan yaptı vefâ yorgun mezatta
Deniz’e fırlattığım şişe çelik tapalı
Aklım,fikrim ve ruhum,hâlâ hâlâ tezâtta
Ve bitmeli bu şarkı ses koptu teli sustu
Rüzgâr kulaklarıma o eski günler desin
Günlerim dünlerimi gözümden geri kustu
Beynimi parça parça edip dururken sesin
Hatıran bölük pörçük,soldu sevdada nakış
Yalnızlığında hasret içi girift bir hece
Şimdi geride kalan öksüzlüğünde bakış
Sislerde esir güneş, ateş içinde gece
Kalmadı söz ve hece muzdârip mahzun nesir
Sararmış resimlerin bakışları yaralı
Zannetme hükmündedir Makberî’ce bu hasır
Dağlara türkü yazdım zincirleri kıralı
Makberî - Ahmet Akkoyun.........29/12/2007......14::00.........İst