YUSUF'A AĞIT...
Seni kuyuya,
Beni kuytulara attılar Yusuf... Seni kervancılara, Beni zalimlere sattılar Yusuf... Seni zindanlarda hapsettiler, Bana her yeri zindan ettiler Yusuf... Senden Yakup’u/çocukluğunu aldılar, Benden özgürlüğümü/hayatımı çaldılar Yusuf... Senin gömleğini arkadan yırtılar, Benim alnıma kara leke çaldılar... Sen Züleyha ile imtihan oldun, Ben Züleyha/sız imtihanlarda boğuldum Yusuf.... Senin cemâlinle parmaklarını kestiler, Benim güzelliğimi törelere kurban ettiler.... Sen her gün doğan bir güneştin, Ben diri diri toprağa gömülen bir yürektim Yusuf... Sana çözemedikleri rüyaları yordurdular, Bana kuramadığım hayallerin hesabını sordular... Seni çözdüğün düşlerle zindanlardan aldılar, Benim yükümü çoğaltıp mahkûmiyete boğdular Yusuf ... Sana sevgilerini/itimatlarını sundular, Bana pusular kurup uçurumlara saldılar... Sen onbir yıldızın, güneşin ve ayın sultanıydın, Ben zilletle donatılmış bir belâydım Yusuf... Senin yolların ferâhtı, Benim kapana kısılmış çarelerimi, intihar türküleri sardı.... Sana her kapı açıktı, Bana açılan kapılar, ben/liğimi kuşatan mezarlardı Yusuf... Senin çarelerin hazırdı, Benim ümitlerim, şaibeli dilek kuyularının deli masallarında kaldı... Sende herdaim umut vardı, Bendeki umutlar, kurtların pençesinde kana bulandı Yusuf... Sen çağlayandın, Ben duyulmayan bir feryâd/dım... Sen kavuşandın, Ben hasret denizinde bir nâr/dım Yusuf ... Sen âzâd olandın, Ben köleliğin pençesinde bir âh/tım... Sen mihr-i mahtın, Ben yolunu kaybetmiş şihâb/tım Yusuf... TÜLAY YILDIRIM EDE |
Yusuf gibi kelama susamış mısralar
Gönlünüze sağlık